Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/25558 E. 2012/25680 K. 16.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/25558
KARAR NO : 2012/25680
KARAR TARİHİ : 16.11.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işverence geçerli bir neden olmadan feshedildiğini … sürerek feshin geçersizliği ile işe iadesine karar verilmesini, buna bağlı işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren, davacının kendi iradesi ile anlaşarak iş sözleşmesini ikale ile sonlandırıldığını … sürerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iş sözleşmesinin sona erdirilmesi yönünde yazılı talebine karşılık davacı tarafa ek bir menfaat sağlanmadığı, bu açıdan ikale sözleşmesi yapılmasında makul yararın olmadığı, davacı taraf davalı bankanın mutabakat gereği primleri ödemediği ve mutabakat şartlarının yerine getirmediği iddiasıyla mahkemenin 2009/649 esas sayılı dosyasında prim alacağının tahsili için dava açıldığı, söz konusu dosya kapsamında davacı tanığı olarak dinlenen …., davalı bankada genel müdür yardımcısı olduğunu ve davacıyı bir gün odasına çağırtarak bankanın kendisiyle çalışmak istemediğini şifahi olarak söylediğini beyan ettiği, sonuç olarak davalı bankada çalışan tanıkların anlatımları, ikale sözleşmesi yapılmasında makul bir yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İş sözleşmesinin ikale ile sona erip ermediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümleri işçiyi işverenin feshine karşı koruma amacını taşımaktadır. Sözleşmenin işverenin feshi dışındaki bir nedenle sona ermesi halinde iş güvencesi hükümleri uygulanamaz. Bu bağlamda sözleşme ikale (bozma sözleşmesi) ile sona ermişse işçi iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğine karar verilmesini talep edemeyecektir.
İkale, sözleşmenin tarafların ortak iradeleriyle sona erdirilmesidir. Niteliği itibariyle bir sözleşme olması nedeniyle ikale tarafların serbest iradelerine dayanmalıdır. Ayrıca ikale icabı işverenden gelmişse yasal tazminatlarına ilaveten işçiye ek bir menfaatın sağlanması(makul yarar) gerekir. Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez.
Somut olayda, davacı 02.02.2009 tarihli dilekçesinde, davalı işverenden iş sözleşmesinden kaynaklanan kanuni hakları ödenmesi şartıyla iş sözleşmesinin karşılıklı mutabakat sonucu sona erdirilmesini talep etmiş, 02.02.2009 tarihinde düzenlenen mutabakat tutanağında ise çalışanın kanuni haklarının mutabakatın imzalandığı tarihte çalışanın hesabına ödenmesi şartıyla iş sözleşmesinin 02.02.2009 tarihi itibariyle sona erdiği hususu belirtilmiştir. Öncelikle davacıya ikale sözleşmesinde belirtilen tazminat ve ücret alacağının ödenip ödenmediği araştırılmalı, ardından yapılacak incelemenin sonucuna göre davacıya davalı işveren tarafından ödeme yapılmamışsa ikalenin geçersiz olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmeli, aksi halde davanın reddine karar verilmelidir. Belirtilen hususlarla ilgili yeterli araştırma yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.