Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/25548 E. 2012/26169 K. 22.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/25548
KARAR NO : 2012/26169
KARAR TARİHİ : 22.11.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebep olmaksızın işverence feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine, müvekkilinin işe iadesine ve kanuni haklarının belirlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin haklı sebebe dayanılarak feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının feshe neden olan işlemi her ne kadar usulsüz ise de, bu işlemi tamamen müşteri ile arasında oluşan güven duygusuna istinaden yaptığı, ardından parasını hesabına yatırdığı, bankayı zarara uğratmadığı gerekçesiyle işe iadeye karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İşçinin geçerli bir feshe sebep olabilecek davranışları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı sebeplerden farklıdır. Yargılama sırasında bu sebeplerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu sebeple iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa 4857 sayılı Kanun’un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
Dosya içeriğine göre, servis yetkilisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, şubeye gelemeyerek yardımcısını işlemleri için gönderen yaşlı şube müşterisi Mustafa’nın hesabından talimat olmaksızın işlem yapması, bu mudiye ait hesaptan davacı tarafından 25.000,00 TL ve 410,00 TL olmak üzere iki adet tediye işlemi gerçekleştirmesi, bu işlemlere ait fişlerden 410,00 TL’lik fişte müşteri imzasının bulunmaması, boş tediye fişini kullanarak mudinin bilgisi dışında 25.000,00 TL’yi hesabından çekmesi, ardından hesaba bu paraları yatırması sebebiyle, 4857 sayılı Kanun’un 25/ll-e maddesine dayanılarak feshedilmiştir. Davacının adına işlem yaptığı Mustafa, alınan ifadesinde, davacı ile ailece tanıştığını ve görüştüğünü, kendisi rahatsız olduğu için bankadaki işlemlerinde davacının kendisine yardımcı olduğunu, davacının kendisinin talimatı üzerine para çekip yatırdığını, kendi talimatı ile hesabından para çektiğini, ancak o sırada kendisi felç olduğu için dekontu imzalayamadığını, daha sonra çekmiş olduğu parayı hesabına yatırdığını, davacının tüm bu işlemleri kendi talimatı ile yaptığını beyan etmiştir.
Davalı banka müfettişi tarafından düzenlenen idari soruşturma raporunda da, işçinin usulsüz işlemleri tek hesaptan yapılmış olması, banka zararını da gidermesi sebebiyle banka imajına zarar vermemek adına suç duyurusunda bulunulmamış, idari olarak işten çıkarma ile cezalandırılması uygun görülmüştür. Yargılama sırasında dinlenen tanık anlatımları ve diğer delillere göre, davacının yaşlı müşteri ile olan güvene dayalı ilişkisinde belirtilen davranışı göstermesi haklı feshi gerektirecek ağırlıkta olmamakla birlikte, işyerindeki iş akışını olumsuz etkiler niteliktedir. İşverenden artık iş ilişkisini sürdürmesi beklenemez. Fesih geçerli sebebe dayandığından, işe iade talebinin reddi gerekir. Yazılı şekilde hatalı gerekçeyle işe iadeye karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 75,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine kesin olarak oybirliğiyle 22.11.2012 tarihinde karar verildi.