Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/23624 E. 2012/24233 K. 02.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/23624
KARAR NO : 2012/24233
KARAR TARİHİ : 02.11.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; davacının uzun yıllardır işveren nezdinde çalıştığını, emekli olduğu 29.08.2008 tarihinden sonra da ara vermeden davalı şirkette çalışmaya devam ettiğini, 22.07.2010 tarihinde akşam işe gittiğinde davalı işverence iş akdinin sonlandırıldığının kendisine şifahi olarak bildirildiğini, iş akdinin fesih nedeninin davacıya bildirilmediğini, sadece şirketi zarara uğrattığı şeklinde soyut bir iddia ileri sürüldüğünü, davacının şirketi ne şekilde zarara uğrattığının davacıya açıklanmadığını ve bu konuda savunmasının dahi alınmadığını, iş akdinin yasal zorunluluk bulunmasına rağmen yazılı olarak feshedilmediğini, izah edilen nedenlerle davalı tarafından yapılan feshin geçersizliğine, davacının işine iadesine, davalı işverenin davacıyı bir ay içerisinde işe başlatmaması halinde sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödenmesine, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süreler için müvekkilinin en az dört aylık ücretle diğer tüm haklarının ödenmesine, masraf ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının İnsan Kaynakları Birim Müdürlüğüne bağlı idari işler destek personeli olarak 29.08.2008-22.07.2010 tarihleri arasında çalıştığını, 22.07.2010 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II. maddesi hükmü gereğince usulüne uygun olarak fesih bildirimi ile iş akdine son verildiğini, tutanaklarla da sabit olduğu üzere müteaddit defalar davacının görev ve sorumluluğu ile bağdaşmayacak şekilde şirket güvenliğini tehlikeye atacak davranışlarda bulunduğunu, 07.06.2010 tarihli genel müdürlük binası güvenlik kameralarının sık sık arızalandığı, görüş açılarının değiştirildiği, kayıt alımının engellendiğinin müvekkili şirket yetkililerince yapılan kontrollerde tespit edildiğini, şirket yetkilileri tarafından 07.06.2010 ve 19.07.2010 tarihli tutanakların tutulduğunu, 21.07.2010 tarihinde genel kontroller yapıldığı esnada müvekkili şirketin promosyon malzemeleri ve arşivin yer aldığı -1 depo katında bulunan kamera bağlantı sistemine zarar verildiğini, kabloların koparılarak devre dışı bırakıldığını, devre dışı bırakılan kamera kayıtları incelendiğinde davacının kameranın devre dışı kalmasına bilinçli olarak sebebiyet verdiğini, ilk önce kameranın açısını değiştirmeye çalıştığını, sonrasında kablolarını ayırmak suretiyle devre dışı bıraktığının tespit edildiğini, ilgili konu hakkında şirket yetkilileri tarafından 21.07.2010 tarihli tutanak tutulduğunu, kamera arızası hakkında teknik rapor bulunduğunu, davacının görev ve sorumlulukları ile bağdaşmayacak şekilde şirket güvenlik kameralarına yapmış olduğu müdahaleler sırasında zarar verdiğinin açıkça tespit edildiğini, iş akdinin 4857 sayılı Kanun’un 25/II maddesi hükmü uyarınca 22.07.2010 tarihinden itibaren ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışlar nedeniyle sona erdirildiğini, davacının fesih bildirimini tebliğ almadığını, sözlü olarak tebliğ edildiğini, davacının şirket giriş kartını, zimmetinde bulunan ana giriş kapısı anahtarlarını teslim etmediğini, bu nedenle şirket bina kilitlerinin tamamının değiştirildiğini, açıklanan sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı Kanun’un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Somut olayda; 22.07.2010 tarihinde 4857 sayılı Kanun’un 25/II. maddesi hükmü gereğince usulüne uygun olarak fesih bildirimi ile davacının iş akdine son verildiği, tutanaklarla da sabit olduğu üzere müteaddit defalar davacının görev ve sorumluluğu ile bağdaşmayacak şekilde şirket güvenliğini tehlikeye atacak davranışlarda bulunduğu, 07.06.2010 tarihli genel müdürlük binası güvenlik kameralarının sık sık arızalandığı, görüş açılarının değiştirildiği, kayıt alımının engellendiğinin davalı şirket yetkililerince yapılan kontrollerde tespit edildiğini, şirket yetkilileri tarafından 07.06.2010 ve 19.07.2010 tarihli Tutanakların tutulduğu, 21.07.2010 tarihinde genel kontroller yapıldığı esnada davalı şirketin promosyon malzemeleri ve arşivin yer aldığı -1 depo katında bulunan kamera bağlantı sistemine zarar verildiği, kabloların koparılarak devre dışı bırakıldığı, devre dışı bırakılan kamera kayıtları incelendiğinde davacının kameranın devre dışı kalmasına bilinçli olarak sebebiyet verdiği, ilk önce kameranın açısını değiştirmeye çalıştığı, sonrasında kablolarını ayırmak suretiyle devre dışı bıraktığının tespit edildiği, ilgili konu hakkında şirket yetkilileri tarafından 21.07.2010 tarihli tutanak tutulduğu, kamera arızası hakkında teknik rapor bulunduğu, davacının görev ve sorumlulukları ile bağdaşmayacak şekilde şirket güvenlik kameralarına yapmış olduğu müdahaleler sırasında zarar verdiğinin açıkça tespit edildiği, iş akdinin İş Kanunu’nun 25/II maddesi hükmü uyarınca 22.07.2010 tarihinden itibaren ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışlar nedeniyle sona erdirildiği anlaşılmaktadır.
Dosya içerisinde bulunan 2 adet Cd den birinin açılmadığı, diğer CD de davacının aşağıya doğru inen merdivenleri net gören kamerayı sağ tarafa duvar tarafına çevirdiği görülmektedir. Kamera çevrilince merdivenler çok az görünmektedir. Davacının bu davranışı ile işyeri güvenliğini tehlikeye düşürdüğü açıktır. Fesih haklı nedene dayanmaktadır. Davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1.Mahkeme kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Davanın REDDİNE,
3.Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 70,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 02.11.2012 gününde oy birliği ile karar verildi.