Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/22817 E. 2012/23342 K. 18.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/22817
KARAR NO : 2012/23342
KARAR TARİHİ : 18.10.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin fesih bildiriminde belirtilen davacının doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları, ekip içinde huzursuzluk çıkarması ve şirketi belgede tahrifat yapmakla suçlaması sebebiyle haklı olarak feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının eleştiri sınırları içinde kalan elektronik postalarının doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmayan davranışlar olarak nitelendirilemeyeceği, yaşanan olayların çalışma huzuru ve verimliliği açısından her iki taraf içinde benzer sebep ve sonuçlar taşıdığı, ancak taraflar arasındaki iş ilişkisinin sürdürülmesinin davalı işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği halde feshin geçerli sebeplere dayandığının kabul edilebileceği, buna göre fesihte gösterilen davacı eylemlerinin davalı işverene haklı nedenle ve derhal fesih imkanı tanıyamayacağı kanaatine varıldığı ve feshe gerekçe yapılan davacı eylemlerinin davalı işverence ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.

Dosya içeriğine göre, davalı işyerinde satış geliştirme şefi olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları, ekip içinde huzursuzluk çıkarması ve şirketi belgede tahrifat yapmakla suçlaması nedeniyle haklı sebep gerekçesi ile feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacının davalı bünyesine geçişi sırasında imzalanan tüm protokollerin kopyasını işyerinde insan kaynakları müdürü olarak görev yapan …’den e-posta yolu ile istediği, bu talebine olumlu cevap verilerek davacının istediği belge örneklerinin gönderilmesi üzerine davacının istediği evrakın sadece kendi imzasının bulunduğu bölümün gönderildiğini ve bu durumun evrakta tahrifat olduğunu belirten e-posta gönderdiği belgeler ve davacı savunması ile sabittir. İnsan kaynakları müdürü tarafından bu nitelemenin çok ağır itham olduğunun davacıya iletilmesinden sonra ise davacının gönderdiği e-postada kimseyi zan altında bırakmak istemediğini belirtmesine karşın orjinal döküman üzerinde yapılan her türlü tadilatın tahrifata girdiğinin gerçek olduğu belirtilmiştir. Davacının iş sözleşmesinin feshine sebep olarak belirtilen bu yazışmalar mahkemece eleştiri sınırları içersinde kabul edilmiş ancak yine mahkeme gerekçesinde “taraflar arasındaki iş ilişkisinin sürdürülmesinin davalı işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği halde feshin geçerli sebeplere dayandığının kabul edilebileceği” hususu üzerinde de durulmuştur.
Somut olayda davacının insan kaynakları müdürüne hitaben yazdığı e-postaların eleştiri sınırları içerisinde kalmadığı düşünülse dahi, iş ilişkisini sürdürmenin davalı işverenden beklenemeyeceği ve feshin geçerli sebebe dayandığı anlaşıldığından işe iade isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 80,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 18.10.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.