YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2034
KARAR NO : 2012/18276
KARAR TARİHİ : 14.09.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini … sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının işe başladıktan sonra hamile kaldığını ve çalıştığı yedi aylık süre içerisinde çok sık rapor alarak işi aksattığını, kadro boşalmadığından yerine başka bir elemanda alınamadığını, bu sebeple geçerli sebeple iş sözleşmesinin feshedilmiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tanık beyanlarının davalının iddiasını doğruladığı, feshin geçerli sebebe dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrasına göre belirsiz süreli iş sözleşmesi, işçinin davranışı veya yetersizliği ile ilgili bir sebeple feshedilmeden önce hakkındaki iddialara karşı savunma fırsat verilmelidir. İşçinin zihinsel veya bedensel yetersizliği, arkadaşları veya amirleri ile sıkça ve gereksiz yere tartışmaya girişmiş olması gibi durumlarda savunmasının alınması işverenden beklenemez. Keza, 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin (II) numaralı bendi şartları gerçekleşmiş ise, işveren buna göre bildirimsiz fesih hakkını kullanırken savunma alma zorunluluğu söz konusu olmayacaktır.
Dosya içeriğinden, davacının 17/08/2009-21/04/2010 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde makine mühendisi, kalite güvence yöneticisi olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin 21.04.2010 tarihli fesih bildirimi ile firmanın 08.04.2010 ve 13-14.04.2010 tarihlerinde iki önemli müşteri denetimi geçirdiği, sözkonusu denetimlerin tarihlerinin uzun süre önce davacınında bilgisi dahilinde belirlendiği, buna rağmen denetim tarihlerinde görev başında olmadığının tesbit edildiği, bu durumun firmayı müşteri karşısısında sıkıntıya soktuğu sebebiyle 4857 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerince 21.04.2010 tarihi itibariyle kanuni hak ve tazminatları ödenerek feshedildiği, 01.04.2010 tarihli sağlık raporunda, davacının sekiz haftalık gebe ve hiperemezis gravidanum olduğu belirtilerek 06.04.2010-09.04.2010 tarihleri arasında istirahatli olduğunun, 13.04.2010 tarihli sağlık raporunda, davacının dokuz haftalık gebe ve gravidanum olduğu belirtilerek 13.04.2010-17.04.2010 tarihleri arasında istirahatli olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, davalı işverenin davacı işçinin iş sözleşmesini 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca davranışlarından kaynaklanan sebeplerle feshettiği, ancak davacı işçinin savunmasını almadığı anlaşılmış olup, davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih sebebi ve kıdemi dikkate alınarak dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 97,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak, oybirliğiyle 14.09.2012 tarihinde karar verildi.