Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/18788 E. 2012/21571 K. 08.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/18788
KARAR NO : 2012/21571
KARAR TARİHİ : 08.10.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin 15.08.2008-25.04.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, müvekkilinin performansının düşük ve verimsiz olduğu iddiasının doğru olmadığını, işveren tarafından benzer sebeplerle çok sayıda işçinin iş sözleşmesinin feshedildiğini, gerek daha önce çıkarılan işçilerin gerek müvekkilinin iş sözleşmesinin sendikal sebeplerle feshedildiğini, işverenin baskılara sonucu elli civarında sendika üyesi işçinin sendikadan istifa ettiğini, bu sebeplerle davacının işe iadesine, fesih sendikal sebepten yapıldığından işe başlatmama tazminatı olarak bir yıllık ücreti tutarında tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren, müvekkili şirket yetkilerinin işyerinde çalışanların hangilerinin sendikalı olup olmadığı bilme şanslarının olmadığını, davacının iş sözleşmesinin sendikal sebeplerle değil, üretim sürecinde yapmış olduğu hatalar ve geçmişe dönük performansında tespit edilen yetersizlikler sebebiyle feshedildiğini, davacının vardiyasındaki üretim esnasında bazı fitillerin çapaklarını almadığı gibi eksik işlemden geçen bu parçaların uygun olduğunu gösteren kalem işareti vurduğunu, davacının verimsiz çalışma temposunun vardiya çalışma planlarını, düzenlerini ve müşteri sevkiyatlarını olumsuz etkilediğini, 2010 yılına ilişkin yapılan performans değerlendirme tablosunda davacının kendi bölümünde çalışan otuzdört kişi arasında 29. sırada olduğunun, işyerinden çıkartılan işçiler arasında sendikalı işçiler olduğu gibi sendikasız işçilerinde olduğunu feshin geçerli sebebe dayandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, fesihle sonuçlanan cezalandırmanın objektif ölçüt sınırlarını aşıp davacı tarafından ağır bir yaptırıma dönüştüğü, feshin son çare olduğu ilkesinin göz önünde bulundurulmadığı, ayrıca fesih yazısında bahsi geçen performansa ilişkin değerlendirmenin tek yıla ait olduğu, performans düşüşünün süreklilik arzettiğinin ispatlanamadığı, işyeri dosyasında mevcut yazılı uyarı cezasına konu ”fazla çalışmaya katılmama eylemi” sebebiyle hem yazılı uyarı verilip hem aynı eylemin fesih sebebi gösterilmesinin usulü aykırılık teşkil ettiği, ayrıca fesih tarihinden önceki performans değerlendirme fazla çalışmaya katılmama eylemleri sebebiyle eylemlerin gerçekleştiği tarihte feshe gerekçe yapılmadığı, aradan zaman geçtikten sonra fesih gerekçesi yapılmasının da doğru olmadığı bu haliyle davalı işverenlikçe davacı işçinin iş sözleşmesinin geçersiz sebeplerle sonlandırıldığı, feshin sendikal sebebe dayandığı gerekçesi ile isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun “Sendikaya üye olup olmama hürriyetinin teminatı” başlıklı 31. maddesini üçüncü fıkrasına göre; “İşveren, bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında işin sevk ve dağıtımında, işçinin mesleki ilerlemesinde, işçinin ücret, ikramiye ve primlerinde, sosyal yardım ve disiplin hükümlerinde ve diğer hususlara ilişkin hükümlerin uygulanması veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz;” beşinci fıkrasına göre; “İşçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin rızası ile iş saatleri içinde, işçi sendika veya konfederasyonlarının faaliyetlerine katılmalarından dolayı işten çıkarılamaz.” Aynı maddenin altıncı fıkrasına göre ise; “Sendika üyeliği veya sendikal faaliyetlerden dolayı iş sözleşmesinin feshi halinde ise, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18, 19, 20 ve 21 inci madde hükümleri uygulanır. Ancak, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ödenecek tazminat işçinin bir yıllık ücret tutarından az olamaz.” denilmektedir.
Somut olayda davalı işyerinde 15.08.2008-25.04.2011 tarihleri arası çalışmış olan davacının iş sözleşmesinin hatalı üretime sebep olması ve performans düşüklüğü nedenleriyle işverence feshedilmiştir.
Dosya içeriğine göre; davacının hatalı üretim yaptığına ilişkin savunmasının alındığı davacının savunmasında çoğalan malı eritmek ve sayısını çıkartmak için uğraşırken gözden kaçmış alabileceğini belittiği, davacıdan kaynaklı bir hatanın sözkonusu olduğu ancak bu durumun iş sözleşmesinin feshi için geçerli sebep oluşturacak ağırlıkta olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayandığı davalı işverence kanıtlanmadığından mahkemece feshin geçersizliğine karar verilmiş olması isabetlidir. Ancak dosyadaki delil durumuna göre feshin sendikal sebebe dayandığı yeterli ve inandırıcı delillerle kanıtlanmadığı halde feshin sendikal sebebe dayandığının kabulü ile işe başlatmama tazminatının davacının bir yıllık ücreti tutarında belirlenmesi hatalıdır.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih sebebi ve kıdemi dikkate alınarak dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,

4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 70,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 08.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.