Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/1729 E. 2012/16127 K. 09.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1729
KARAR NO : 2012/16127
KARAR TARİHİ : 09.07.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, görünürde … Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri A.Ş.’nin alt işveren, davalı …Ş.’nin asıl işveren olarak gözüktüğü Türk Telekom Operatörlü Çağrı Merkezinde müşteri hizmetleri yetkilisi olarak çalışmakta iken 01/10/2010 tarihi itibariyle ve davacıya 08/10/2010 tarihinde tebliğ edilen noter bildirimiyle 23/11/2009. 11/12/2009 ve 15/09/2010 tarihli tutanaklar ve tutanak içeriklerindeki olumsuz tutum ve davranışlarda bulunduğu gerekçesiyle feshedildiğini, hiçbir hukuka aykırı ve disiplinsiz davranışı olmadığını, emsal yargı kararlarıyla sübuta erdiği üzere davacı ve tüm … A.Ş. çalışanları Türk Telekom A.Ş.’nin işçisi olup Telekom ile Türkiye Haber-İş Sendikası arasında imzalanan TİS’den de faydalanacaklarını, 8. Dönem TİS’ne göre iş sözleşmesi feshinin ancak, disiplin kurulu kararıyla yapılabileceğini, sadece görünürde işveren … A.Ş. tarafından yapılan feshin geçersizliğini, feshin altında yatan gerçek neden davacının sendika üyeliğinden ve alacak davasından vazgeçmeye zorlanmasına rağmen davacının vazgeçmemesi olduğunu ayrıca 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre işçinin yazılı savunması alınmadan fesih mümkün olmayacağını, Türk Telekom A.Ş. İle … A.Ş. arasında yargı kararı ile sabit olan muvazaa ilişkisi olduğunu, bu sebeplerle davalının fesih işleminin geçersizliğinin tesbiti ile davacının işe iadesine, davacının karar kesinleştikten sonra kanuni sürede işe iadesi için işverene müracaatı ve işverence süresinde başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarının davacı işçinin sekiz aylık brüt ücreti olarak belirlenmesine, davacının işe iadesi için süresinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aylık brüt ücret ve diğer hakların davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde davacı ile Türk Telekom A.Ş. arasında yapılmış bir sözleşme olmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, … A.Ş.’nin tek başına bağımsız bir şirket olduğunu, herhangi bir muvazaadan sözedilemeyeceğini, bu sebeplerle davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece asıl işveren ve alt işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması
halinde asıl işveren başlangıçtan beri gerçek işveren olduğundan feshin geçersizliği ve işe iade davasında tarafın asıl işveren olması gerektiğini alt işverenin bu anlamda işverenlik sıfatı bulunmadığından taraf sıfatından da söz edilemeyeceğini, davacının üyesi bulunduğu sendika ile davalı … Telekom A.Ş. arasında imzalanan 08/04/2009 imza tarihli 01/03/2009-28/02/2011 dönemini kapsayan TİS’nin 75 ve devamı maddelerinde disiplin suç ve cezalarının hükme bağlandığını, TİS’nin 79. maddesinde işten çıkarma cezasının sadece “Genel Müdürlük Disiplin Kurulu” tarafından verileceğinin kararlaştırıldığını, TİS’nin 86. maddesine göre yazılı savunma için dört işgünü verilmesi gerekirken davacıya iki günlük süre tanındığını bu nedenlerle ve özellikle asıl işin bölünerek alt işverene verilmiş olması, davalı şirket ile … A.Ş. arasındaki ilişkinin muvazaaya dayanması iş hukukunda feshin son çare olması ilkesine aykırı bir şekilde savunma için TİS’nde öngörülen yeterli süre verilmeksizin yetkili olmayan kişi ve kurumlarca akdin feshedilmiş olması sebebiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Sözkonusu karar davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesi 07/10/2009 tarihinde müşteriye tarife hakkında yanlış bilgi vermesi nedeniyle tutulan 23/11/2009 tarihli tutanak, 08/12/2009 tarihinde 1806917110 numaralı borçtan kapanmış olan ADSL hizmet hattının borcu ödenmediği halde sistemini kötüye kullanarak hattı açması nedeniyle tutulan 11/12/2009 tarihli ikinci tutanak ve 02/09/2010,06/09/2010 ve 07/09/2010 tarihindeki mesailerine yöneticilerine herhangi bir bilgi vermeden geç gelmesi nedeniyle tutulan 15/09/2010 tarihli tutanağa istinaden işveren tarafından haklı sebeplere dayanılarak feshedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının iş sözleşmesinin feshinde TİS hükümlerine uyulmadığı, iş sözleşmesinin muvazaalı olduğu mahkeme kararıyla saptanmış olan alt işveren tarafından feshedildiği, muvazaalı ilişkide muvazaalı alt işverenin sözleşmeyi feshinin geçerli olmadığı gerekçesiyle dava kabul edilmiş ise de bu sonuç dosya içeriğine usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Öncelikle belirtmek gerekirki, davacının iş yerinde uygulanan TİS’nden fesih tarihinde yararlanma koşulları gerçekleşmediğinden davacı hakkında uygulama olanağı bulunmayan TİS hükümlerine göre hareket edildiği yönünde oluşturulan gerekçe isabetli değildir.
Davalı … Telekom ile davalı yanında davaya feri müdahil olan … A.Ş. arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olması … A.Ş. tarafından yapılan feshi geçersiz kılmaz. Aradaki ilişki muvazaalı da olsa … A.Ş. davacının fesih bildiriminde yer alan davranışlarından kaynaklanan fesih hakkını davalı … Telekom A.Ş. adına kullanmıştır. Fesih bildiriminin yazılı içeriğine göre davacının iş sözleşmesi 07/10/2009 tarihinde müşteriye tarife hakkında yanlış bilgi vermesi sebebiyle, 08/12/2009 tarihinde 1806917110 numaralı borçtan kapanmış olan ADSL hizmet hattının borcu ödenmediği halde sistemini kötüye kullanarak hattı açması sebebiyle ve 02/09/2010, 06/09/2010 ve 07/09/2010 tarihindeki mesailerine yöneticilerine herhangi bir bilgi vermeden geç gelmesi sebebiyle feshedilmiş olup fesih sebebi yapılan davranışlar dosyadaki bilgi ve belgelerle sabittir. Davacının son olarak tesbit edilmiş olan geç kalmalarının vardiyalar arasında yeterli aranın verilmemesi sebebiyle kaynaklanmadığı anlaşılmaktadır. Davacının işe geç kalma eylemleriyle önceden ihtar ve prim kesintisi cezalarıyla yaptırım uygulanmış davranışları birlikte değerlendirildiğinde iş sözleşmesinin feshi için haklı sebep oluşturacak ağırlıkta sayılmasa da işyerinde olumsuzluklara yol açacak ve işin yürütümünü bozacak nitelikte olup geçerli sebep oluşturacak ağırlıktadır. Bu durumda artık işverenden iş ilişkisini sürdürmesi beklenemez. Mahkemece bu yönler dikkate alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Yukarıda açıklanan sebeplerle 4857 sayılı Kanun’un 20/3 maddesi gereğince mahkemece verilen kararın bozularak ortadan kaldırılması ve dairemizce aşağıda yazılı hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,davalının yaptığı 65.00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1,200.00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 09/07/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.