Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/17153 E. 2013/11861 K. 21.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/17153
KARAR NO : 2013/11861
KARAR TARİHİ : 21.05.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.05.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat … ile karşı taraf adına Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalıya ait işyerinde 09.06.2005-25.01.2010 tarihleri arasında çalıştığını, bir kısım işçilik alacaklarını talep etmesi üzerine iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının iş sözleşmesinin ihbar süresi tanınarak feshedildiğini, hak kazandığı tüm işçilik alacaklarının banka hesabına yatırılmak sureti ile ödendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu, davacının ödenmemiş işçilik alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin
özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacı yemek ücreti de dahil olmak üzere , aylık net 1.200,00 TL ücret aldığını ileri sürmektedir. Davalı ise asgari ücret karşılığı çalıştığını savunmuştur. İşyerinde ücretlerin banka hesabına yatırılmak sureti ile ödendiği , elden ödeme yapılmadığı tanık beyanları ile sabittir.
Banka Kayıtlarının incelenmesinde, davacıya son yıl itibari ile 497,00 TL ücret ve 253,00 TL araç kira ödemesi adı altında aylık toplam 750,00 TL ödeme yapıldığı görülmektedir. Ayrıca davacı tanığı …, davacının yol ve yemek yardımı dahil olmak üzere aylık 700,00-800,00 TL ücret aldığını beyan etmiştir. Bu durumda, davacının ücretinin yol ve yemek yardımı dahil olmak üzere 750,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu husus belirtilmiş olmasına rağmen, kıdem tazminatına esas ücret giydirilmiş brüt ücret belirlenirken davacının çıplak ücretinin aylık net 750,00 TL olduğunun kabul edilmesi ve bu miktara yol ve yemek yardımının dahil edilmesi hatalıdır.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı ve bu çalışmalarının karşılığında hak kazandığı ücret alacaklarının ödenip ödenmediği hususları da diğer uyuşmazlık noktalarını oluşturmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını , ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma iddiasının ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, bu çalışmaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının haftada altı gün 05.00-10.00 ve 12.00-16.00 saatleri arasında çalışarak haftada dokuz saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
Davacı ve davalı tanıklarının ortak anlatımlarından davacının ayda on gün ise sadece sabahları 05.00-10.00 saatleri arasında çalıştığını anlaşılmaktadır. Fazla çalışma ücret alacağının, bu husus dikkate alınmaksızın hesaplanmış olması isabetsizdir.
Ayrıca, dosya içerisine ibraz edilen ücret bordroların bir kısmında fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil günleri ücret tahakkuku bulunduğu görülmektedir. Ücret bordroları imzasız olmakla birlikte, yukarıda da belirtildiği üzere ödemelerin banka aracılığı ile yapıldığı sabittir. Bu durumda, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil günlerine ilişkin ücret bordrolarında tahakkuk ettirilen miktarların banka aracılığı ile ödenip ödenmediği denetlenmeli ve ödeme yapılmış ise anılan dönemler dışlanarak hesaplama yapılmalıdır. Eksik incelemeye dayalı olarak ve hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 990,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.