YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/16232
KARAR NO : 2012/18031
KARAR TARİHİ : 13.09.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işverence geçerli ve haklı bir sebep olmadan feshedildiğini … sürerek feshin geçersizliği ile işe iadesine karar verilmesini, buna bağlı işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren, davacının mesai bitmeden önce işi bırakması üzerine kendisini uyaran şantiye şefine ağır hakaret ve küfür ederek işyerinden ayrıldığını iş sözleşmesinin feshinin bu sebeple haklı olduğunu … sürerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının iş bitiminde eşyalarını toplaması üzerine şantiye şefi tarafından henüz mesai bitmediği gerekçesi ile uyarması üzerine başlayan tartışmada şantiye şefinin davacıyı darp ederek yaraladığı, davacının ağır küfür ve hakarette bulunduğuna dair delil bulunmadığını, olayda davacının şantiye şefinden daha kusurlu olmadığını, verilen cezanın orantısız olduğu kanaati ile davanın kabulüne, davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-d madde bendidir.
Dosya içeriğinden, davacının 07.06.2007 tarihinden beri davalı işyerinde aralıklı çalışmasının bulunduğu, iş sözleşmesinin 15.10.2010 tarihli tarihli yazılı fesih bildirimiyle işyerinde çalışan şantiye şefine küfür ve hakaret ettiği gerekçesi ile sona erdirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda mahkemece hakaret ve küfür konusunda delil bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacının tek tanığı da küfür ve hakaret kısmını duymadığını ancak arkadaşlarından duyduğuna göre karşılıklı hakaret ve küfürleşme olduğununun söylendiğini beyan ettiği, bu hali ile tanığın sataşma konusunda görgü tanığı
olamayacağı dikkate alınmaksızın beyanı davalı aleyhine değerlendirilerek sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Kaldı ki şantiye şefinin sanık, davacının müşteki olduğu … Sulh Ceza Mahkemesi 2010/769 esas sayılı dosya kapsamında yapılan yargılamada şantiye şefine basit etkili eylemde bulunma sebebiyle ceza verildiği, bu dosyada davacının müşteki olarak 13.03.2011 tarihli oturumda beyanda bulunduğu, bu beyanında; kendisinin olay günü saat 16.55’te malzemeleri toplarken sanığın yanına geldiğini işi neden erken bıraktığını sorması üzerine işin erken bittiğini beyan ettiğini bu nedenle tartışma çıktığını, kendisinin de şantiye şefine “s…git” dediğini bunun üzerine de şantiye şefinin kendisine vurduğunu açıkça beyan ettiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece kusuru daha ağır görülen şantiye şefinin eyleminden önce davacının ona küfür ettiği davacının ikrarı ile … olmuştur. 4857 sayılı Kanun’un 25/II-d bendine göre işçinin işverenin diğer çalışanına sataşması haklı fesih sebebi kabul edildiğinden, davacının iş sözleşmsinin ceza dosyasında … olan hakarete dair ikrarı karşısında davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi bozma sebebidir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün
bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 30,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 13.09.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.