Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/16084 E. 2012/20199 K. 28.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/16084
KARAR NO : 2012/20199
KARAR TARİHİ : 28.09.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra, inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı vekili, davacının davalı şirkette … olarak çalıştığını, hizmet sözleşmesinin feshedilmesi üzerine açılan işe iade davasında Bakırköy 3 İş Mahkemesinin 2006/161 esas sayılı dosyasında işe iade kararı verildiğini, kararın Yargıtay 9. H.D. 2006/24342 esas sayılı ilamıyla onandığını, kanuni sürede yapılan başvuruya rağmen SSK kayıtlarında çalışıyor göründükleri işyerinden istifa etme, işe giriş bildirgesi ve işverence hazırlanan imza atma gibi yasanın ve işe iade kararının aramadığı bir takım şartlar … sürülerek, İstanbul Barosu temsilcileri gözetiminde işe giden davacının işe başlatılmadığını, istenilen ön şartlar yerine getirilse dahi işe başlatılıp başlatılmama iradesinin sonradan açıklanacağının ifade edildiğini, esasen davacının ve diğer avukatların işe başlatılmak için değil işe başlayıp başlamayacaklarını görmek için kötü niyetle çağrıldığını, yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; davacının işe iade talepli davasının kesinleşmesi ve işe başvurusu üzerine, davalı şirket tarafından 4857 sayılı İş Kanunun 21. maddesinde belirtilen prosedürün yerine getirildiğini, ancak davacının işe iade talebiyle başvuru yaptığı 7 Kasım 2006 tarihinde başvurunun davalı şirkete ulaştığı 8 Kasım 2006 tarihinde ve işe çağrıldığı 24 Kasım 2006 tarihinde Bursa’daki başka bir işyerinde çalıştığının … olduğunu, davacının başvurusunun gerçek samimi, ciddi ve iyi niyetli olmadığını, sadece tespit niteliğindeki mahkeme kararında belirtilen ücret ve tazminatları alabilmek için asılsız bir başvuruda bulunulduğunu davacının işe başlatılmamasının veya işe başlatılmak için bir takım şartların öne sürüldüğü iddiasının gerçek dışı olduğunu, işe iade talepli başvurusunun ciddi gerçek
samimi ve iyi niyetli olduğunun anlaşılması açısından, mevcut işvereni ile ilişkisini kestiğine dair belgeyi işe çağrıldığı 24 Kasım 2006 tarihi saat 17:00’a kadar ibraz etmesinin istendiğini, davacının ibraz edemediğini, matbu SSK işe giriş bildirgesinin de davacıya bu yönde sunulduğunu dava dilekçesindeki beyanlardan dahi davacının başvuru tarihinde mevcut işinden ayrılmayı düşünmediğini, işe iade talebinin gerçek olmadığını ve kötü niyetli bulunduğunu, başvurunun göstermelik olduğunu davacının sadece tazminat ve ücretleri alabilmek için davalı işyerine geldiğini, davalı şirketin yapmış olduğu itirazın hukuka uygun olduğunu, davalının borcunun bulunmadığını icra takibe konu alacak kalemlerinin likit olmadığını yargılamayı gerektirdiğini, itiraza konu icra takibinin kötü niyetle yapıldığını … sürerek, davacı aleyhine % 40 dan aşağı olmamak şartıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanıın kısmen kabulüne, …icra Müdürlüğünün 2007/346 esas sayılı dosyasındaki takibe itirazın kısmen iptali ile, takibin 29.126, 46 TL üzerinden devamına, 28.040,77 TL (ücret) üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine , karar verilmiştir.
Taraflar arasında icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söze konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
Somut olayda, itirazın iptaline karar verilen miktarların tespitinin yargılamayı gerektirdiği, bu nedenle alacağın likit olmadığı gözetilmeden inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararda hüküm fıkrasının 1. bendinin silinerek yerine, ” Davanın kısmen kabulü ile, Bağcılar 1. icra Müdürlüğünün 2007/346 esas sayılı dosyasındaki takibe itirazın kısmen iptali ile, takibin 29.126, 46 TL üzerinden devamına, alacak likit olmayıp, talep yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,” kelime ve rakamlarının yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 28.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.