Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/15833 E. 2013/6779 K. 29.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/15833
KARAR NO : 2013/6779
KARAR TARİHİ : 29.03.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, ihbar, kıdem tazminatı, yıllık izin, iş güvencesi tazminatı, boşta geçen süre ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalı …A. Ş. Avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı işçi, kesinleşen ve lehine sonuçlanan işe iade davası sonucu davalı işveren tarafından işe başlatılmadığını belirterek, kıdem ve ihbar tazminatının ödetilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, …. ve Tic. A. Ş. aleyhine açılan davanın reddine, …A. Ş. aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Karar kanuni süresi içinde davacı ile davalılardan …A. Ş. vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalılardan …A. Ş.’nin tüm, davacının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Kıdem tazminatına uygulanması gereken faizin başlangıcı ve türü konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Kıdem tazminatı için faiz başlangıcı, işçinin işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihi olmalıdır.
Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi hükmü uyarınca kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi halen yürürlüktedir. Anılan 14. maddenin 11. fıkrası hükmüne göre kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir.
Somut olayda, davacı davalı işverene 23.12.2009 tarihinde işe başlamak için başvurmuş, bu başvuru 23.12.2009 tarihinde davalı işverene tebliğ edilmiştir. İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır. Bu durumda, davacının iş sözleşmesi 23.01.2010 tarihinde feshedilmiş sayılır. Bu sebeple dava ve ıslah tarihlerinden itibaren kıdem tazminatına kanuni faiz yürütülmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3-Boşta geçen süre ücretine uygulanması gereken faizin başlangıcı ve türü konularında da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşe iade başvurusunda boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların ödenmesi talep edilmiş ise, başvuru ile birlikte işveren de temerrüde düşürülmüş sayılmalıdır. Sözü edilen ücret ve diğer hakların ödenmemesi durumunda başvuru tarihinden itibaren faiz hakkı doğar.
İşe başlama isteğini içeren başvuruda, boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların açıkça talep edilmemiş olması halinde ise, dava ve varsa ıslah tarihlerinden itibaren faiz yürütülmelidir.
Öte yandan, İşe iade davası ile tespit edilen en çok dört aya kadar boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar için de 4857 sayılı Kanun’un 34. maddesinde sözü edilen özel faiz türü uygulanmalıdır. Bu sebeple hükmedilen boşta geçen süre ücret alacağı açısından en yüksek mevduat faizine hükmedilmesi gerekir.
Temyize konu davada, davacı, 23.12.2009 tarihli işe iade başvurusunda, işe başlatılmadığı takdirde, mahkeme ilamındaki alacaklarının ödenmesi gerektiğini ihtar ederek, işvereni temerrüde düşürmüştür. Anılan ihtarname, 23.12.2009 tarihinde işverene tebliğ edilmiştir. Bu durumda, 23.12.2009 tarihinden itibaren boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklara mevduata uygulanan en yüksek faiz yürütülmesi gerekirken, yazılı şekilde dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi hatalıdır.
4-İşe başlatmama tazminatına uygulanması gereken faizin başlangıcı konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır.
İşe başlatmama tazminatının da fesih tarihindeki ücrete göre hesaplanması gerekir. İşçinin işe başlatılmadığı tarih, işe başlatmama tazminatının muaccel olduğu andır. Bahsi geçen tazminat yönünden faize hak kazanmak için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. İşverenin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmemiş olması halinde dava ve varsa ıslah tarihlerinden itibaren faize hükmedilir.
Ancak işçinin işe iade başvurusunda işe alınmadığı taktirde işe başlatmama tazminatının ödenmesini talep etmiş olması durumunda, işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmez ve işe başlatmama anından itibaren faiz hakkı doğar. Bu durumda, 23.01.2010 tarihinden itibaren işe başlatmama tazminatına faiz hükmedilmesi gerekirken, dava ve ıslah tarihlerinden itibaren hükmedilmesi isabetsizdir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi gereğince hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hüküm fıkrasının 2. bendinde geçen,
“40.996,31 TL net kıdem tazminatı alacağından 1.000,00 TL’sinin 12.05.2010 dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte kalan 39.996,31 TL’sinin de 28.06.2011 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …A. Ş.’den alınıp davacıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin silinmesine, yerlerine,
“40.996,31 TL net kıdem tazminatı alacağının 23.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz faizi ile birlikte davalı …A. Ş.’den alınıp davacıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
“33.130,21 TL net boşta geçen süre ücreti alacağından 1.000,00 TL’sinin 12.05.2010 dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte kalan 32.130,21 TL’sinin de 28.06.2011 ıslah tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalı …A. Ş.’den alınıp davacıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin silinmesine, yerlerine,
“33.130,21 TL net boşta geçen süre ücreti alacağının 23.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalı …A. Ş.’den alınıp davacıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
“56.118,08 TL net işe başlatmama tazminatından 1.000,00 TL’sinin 12.05.2010 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kalan 55.118,08 TL’sinin de 28.06.2011 ıslah tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalı …A. Ş.’den alınıp davacıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin silinmesine, yerlerine,
“56.118,08 TL net işe başlatmama tazminatının 23.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalı ….’den alınıp davacıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin 3,15 TL’nin davacıya arta kalanın davalıya yükletilmesine, 29.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.