YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/15814
KARAR NO : 2012/21057
KARAR TARİHİ : 04.10.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalı bankanın feshe gerekçe olarak … Bank A. Ş. ile birleşmelerinden kaynaklanan şirket yapısındaki organizasyon değişikliğini öne sürdüğünü, işverenin işçinin iş sözleşmesini feshederken geçerli bir sebebe dayanma zorunluluğunun olduğunu, davalı bankada davacı işçinin değerlendirilebileceği birçok bölüm ve departmanın bulunduğunu, feshin son çare olması ilkesinin gözetilmediğini, davacı işçinin çalıştığı uzun yıllar boyunca çalışmasından ötürü sözlü veya yazılı herhangi bir uyarı almadığını iddia ile yapılan feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı işçinin son olarak davalı bankanın “… İstasyon Yolu Şubesinde Bireysel Portföy” yöneticisi olarak görev yaptığını, davalı bankanın … Bank A.Ş.’yi aktif ve pasifi ile 14.02.2011 tarihinde devralması sonucunda gelişen olaylar sebebiyle organizasyonel olarak yeniden yapılanması zorunluluğunun doğması sonucu 14.02.2011 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında bir kısım kararlar aldığını, ortak bir payda altında düzenlemelerin yapılabilmesi için birleşme sonrasında yayımlanan yeni Türk Ekonomi Bankası İnsan Kaynakları Yönetmeliği ile birleşme öncesinde uygulanan … Bank A. Ş. Personel Yönetmeliği ve … A. Ş. İnsan Kaynakları Yönetmeliğinin yürürlükten kaldırıldığını, … Bank A.Ş.’nin katıldığı Türk Ekonomi Bankası A.Ş. Genel ve Yeknesak Çalışma Şartlarının Yeniden Düzenlenmesi, yeni İnsan Kaynakları Yönetmeliğinin her iki Bankanın Çalışanları Açısından Esaslı Değişikliklerin Personele Yazılı Bildirimi konulu 16.02.2011 tarihli bildirinin yayımlandığını, …’den …’e iş sözleşmeleri devredilen personelin asıl ücretinde personelin aleyhinde olan bir değişikliğin yapılmadığını, 16.02.2011 tarihli bildiri ve İnsan Kaynakları Yönetmeliğinin davacı işçiye tebliğ edildiğini, ancak davacı işçinin bu yönde yazılı bir kabulünün olmadığını, davalı banka tarafından yeni organizasyonel yapılanmanın bir gereği olarak mecburen yapılan değişikliklerin geçerli sebebe dayanmakta olduğundan yeknesak uygulamayı kabul etmeyen az sayıda işçinin işyerindeki huzur ve barışı sağlamak adına iş sözleşmesinin feshedilmiş olmasının 4857 sayılı İş Kanunu’na ve ilkelerine uygun olduğunu, 10.069 çalışan olduğunu, bunun sadece davacı işçinin de içinde dahil bulunduğu sadece ikiyüzkırkbeş çalışan tarafından kabul edilmediğini, az noktada aleyhe değişiklik olan hususlar mevcut ise de bunların bir keyfiyet sonucu ortaya çıkmadığını, yeknesak düzenin mecburi bir sonucu olarak gerçekleştiğini davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece isteğin kabulune karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedilip feshedilmediği uyuşmazlık konusudur. Normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 22. maddesidir.
Dosya kapsamından Türk Ekonomi Bankası A.Ş. ile … Bank A.Ş.’nin almış olduğu devir kararı ile … Bank A.Ş.’nin aktif ve pasifi ile Türk Ekonomi Bankası A.Ş tarafından devir alındığı daha sonra … Bank A.Ş.’nin sicilden terkin edildiği anlaşılmaktadır. Her iki bankanın birleşmesi sebebiyle davalı işveren bankanın yapısını organizasyonel olarak yeniden yapılandırması gerektiğinden, Türk Ekonomi Bankası A.Ş.’nin yeni insan kaynakları yönetmeliği ve çalışma şartlarında getirilen esaslı değişiklikler 16.02.2011 tarihinde her iki bankanın tüm çalışanlarına tebliğ edilmiştir. Her ne kadar davacı tanıkları anlatımları ve … Bank A.Ş.’deki iş şartlarının davacının lehine olan hükümlerinin yeni yönetmelikte yer almadığını, Cumartesi günlerinin yıllık izin süreleri hesabına katılmazken yeni yönetmeliğin hesaba katıldığını belirten hükümlerinin, ikramiye primi, jestiyon primi ve fazla çalışmanın kaldırıldığı ve özel sağlık katkı payının % 10 işçi aleyhine artırıldığı ileri sürülmüş ise de 4857 sayılı Kanun’un 22. maddesine göre de yapılan fesihlerde değişikliğin ölçülülük esasına uygun olup olmadığı denetlenmelidir. Yapılması gereken işverenin kötü niyetle hareket edip etmediği, gereklilik, elverişlilik ve oranlılık kıstaslarının göz önüne alınması ve bunun sonucu olarak işverenin yapmış olduğu yönetmelik değişikliğinin işletmesel amacına varmak için oranlı olup olmadığı değerlendirmektir. Bankanın 9583 çalışanın bu yönetmeliği kabul etmesi % 95 e varan bir oranda çalışanlarca kabul görülmesi işverenin kötü niyetli davranmadığını, yapmış olduğu yeknesaklaştırmanın işletmesel bir zorunluluk olduğunu göstermektedir. İki bankanın birleşmesinden sonra farklı uygulamaların yeknesaklaştırılması işletmesel bir zorunluluk olup, birleşmeden sonra aynı işverenin işçileri arasında iki farklı işçi grubu ve iki farklı yönetmelik, buna dayalı farklı hakların olması beklenemezdi. Aksi halde, iki grup işçi arasında eşit davranma ilkesine aykırılık teşkil eden sonuçlar ortaya çıkabilirdi. Mahkemece tüm bu yönler değerlendirilmeksizin hatalı bilirkişiye raporuna dayanılarak davanın yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 255,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 04.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.