YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1387
KARAR NO : 2012/14891
KARAR TARİHİ : 28.06.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin 16/10/2000 tarihinden 26/02/2009 tarihine kadar davalı işyerinin çeşitli şubelerinde ve son olarak Gaziantep …Şubesinde reyon şefi olarak çalıştığını, iş akdinin davalı işyeri tarafından 26/02/2009 tarihinde müvekkilinin haksız kazanç elde ettiği, işinde özensiz davrandığı ve astının bir takım davranışlarını üstüne bildirmediği hususları gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedildiğini, bu durumun doğru olmadığını beyanla müvekkili hakkındaki iş akdinin feshinin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine ve yasal haklarına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; davacının iş akdinin doğruluk ve bağlılığa uymayan ile ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışlar ve işverenin güvenini kötüye kullanmak nedenlerinden dolayı feshedildiğini, yapılan feshin haklı sebebe dayandığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı işverenin davacı işçinin iş akdini haklı olarak feshettiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
Dosya içeriğine ve tanık anlatımlarına göre somut olayda bir şüphe feshi söz konusudur. Bu tür fesihte, işverenin işçisine karşı duyduğu şüphe, aralarındaki güven ilişkisinin zedelenmesine … açmaktadır. İşverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı, işçinin iş ilişkisinin devamı için gerekli olan uygunluğu ortadan kalktığından, güven ilişkisinin sarsılmasına … açan şüphe, işçinin kişiliğinde bulunan bir sebeptir. Ciddi, önemli ve somut olayların haklı kıldığı şüphe, güven potansiyeline sahip olmaksızın ifa edilemeyecek iş için işçinin uygunluğunu ortadan kaldırdığından, şüphe feshi, işçinin yeterliliğine ilişkin fesih türü olarak gündeme gelecektir.
Davacının işyerinde, işverene masraf olarak göstermek suretiyle kendi evini işverenle ticari ilişki içierisinde bulunan taşıma şirkete taşıttığına dair taşıma irsaliyesinin dosya içerisinde bulunması davacının haksız kazanç elde ettiğine ilişkin kuvvetli şüphe oluşturmaktadır. Ayrıca feshe konu diğer sebeplerle de ilgili olarak durum tespit tutanakları ile tanık anlatımları birlikte değerledirildiğinde, olayların oluş şekli iş ilişkisinin devamı için gerekli olan güveni yıkmaya elverişli bir şüphedir. Bu nedenle iş sözleşmesinin feshi haklı nedene dayanmazsa da, feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilmelidir. İşverence yapılan fesih geçerli nedene dayandığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olmuştur.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 70,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 28.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.