Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/12898 E. 2013/3134 K. 15.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12898
KARAR NO : 2013/3134
KARAR TARİHİ : 15.02.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, yıllık izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalıya ait işyerinde işçi olarak çalıştığını, işverence mevsimlik işçi olduğu iddia edilerek yıllık izinlerinin kullandırılmadığı gibi ücretlerinin de ödenmediğini, yapılan işin mevsimlik iş, kendisininde mevsimlik işçi olmadığını ileri sürerek, iş sözleşmesiyle çalıştığı sürelerde kullandırılmayan yıllık izin karşılığı ücret alacağının faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Davalı işveren, istemin zamanaşımına uğradığını ve davacının mevsimlik işçi statüsünde çalıştığını bu sebeple yıllık izin hakkının doğmayacağını savunmuştur.
Mahkemece, davacının parçalı olarak çalıştığı, belli sezonlarda değil her mevsim çalıştığı, mevsimlik çalışmasının sözkonusu olmadığı, işin süreklilik arzettiği, aralıklı çalışma olduğu ,bu sebeple yıllık izin haklarının her yıl verilmesi gerektiği yönünde hesap yapan bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık davalı işyerinde yapılan işin mevsimlik iş olup olmadığı, davacının yıllık izin ücreti alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanabilir. Sözkonusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektiren işler mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 53/3. maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, 53/3. maddede ki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da Toplu İş Sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir ve mevsimlik işçiler için yıllık izin hakkı tanınabilir.
Somut olayda seri olarak görülen dosyalar içerisinde işçilerin kampanya döneminde işe alınacağı, mevsimlik olarak istihdam edilecekleri ve iş bitiminde sözleşmelerinin askıya alınması gerekeceği yönünde yazıların bulunduğu, bazı yıllarda mevsimlik işçilerin sözleşmelerinin askıya alındığına dair işyeri yazıların dosyaya ibraz edildiği, hizmet cetveline göre de davacının genelde Temmuz-Ekim ayları arasında işe girdiği, bazı yıllarda Mart-Nisan aylarında bazı yıllarda da diğer yılın Ağustos ayına kadar çalışmasının devam görülmektedir. Bu tür kampanya dönemi olan işlerde işçilerin çalışmaların belli bir mevsimde yoğunlaşması olağan bir durumdur. Davacının sözü edilen çalışmalarının, Çukobirlik Genel Müdürlüğü işyerinde geçtiği gözetildiğinde, mevsim şartlarına, göre belli dönemlerde daha fazla iş gücüne ihtiyaç doğması da kaçınılmazdır. Dosya içeriğine göre, davacının yıllık çalışmaları genelde gün sayısı bakımından değişmiştir. Davacı işçinin davalı işyerinde geçen çalışmalarında yılda onbir ayın üstünde çalıştığı süreler bakımından işçinin dinlenme hakkının varlığını gerektirmektedir. 4857 sayılı Kanun’un 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öyle ki yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınmasının gerekeceği açıktır.
O halde davacının onbir ay ve üzerinde çalışmasının bulunduğu yıllar bakımından (işe başlama ve işten çıkarılma tarihleri arasındaki onbir ayı geçen süreler dahil) yıllık izin hakkının doğduğu, onbir ayın altında çalışmaların geçtiği yıllar açısından ise yıllık izin hakkının bulunmadığı dikkate alınarak izin alacaklarının hesaplanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile işin kampanya işi olmadığı gerekçesi ile çalışılan tüm yıllar için izin ücreti alacağının hüküm altına alınması bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine, 15.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.