Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/11454 E. 2012/20088 K. 27.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11454
KARAR NO : 2012/20088
KARAR TARİHİ : 27.09.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili müvekkilinin 10.01.2008 tarihinde davalı işveren nezdinde yaklaşık son 1,5 yıldır mağaza sorumlusu olarak Akkapı şubesinde görevini yürütmekte iken 18.02.2011 tarihinde iş sözleşmesinin “işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi ve işçinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması” denilerek feshedildiğini, feshin haksız olduğunu bu sebeplerle yapılan feshin geçersizliğine, davacının işe iadesi ile davalı işverenin işe başlatmama durumuna ilişkin alacaklarının belirlenmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili davanın süresi içerisinde açılmadığını, süre yönünden davanın reddi gerektiğini, esas yönünden ise davacının iş sözleşmesinin son kullanma tarihi geçmiş ürünleri satıştan kaldırmaması ve envantere dahil etmemesi sebebiyle haklı sebeple feshedildiğini bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece işverenin fesih gerekçesi olarak gösterdiği sebeplerin hoşgörü sınırı içerisinde kalabilecek nitelikte olduğu, iş sözleşmesinin işverence haklı ya da geçerli sayılabilecek fesih sebebi boyutunda olmadığı, bunun yanında işin işleyişinden kaynaklı bir takım sıkıntıların olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre, mahkemenin tensip zaptı ile taraflara delillerini bildirmek için ilk celseye kadar kesin süre verdiği anlaşılmaktadır. 07.03.2011 tarihinde tensip zaptı davalı vekiline tebliğ edilmiş olup, davanın ilk celsesi 20.04.2011 tarihinde yapılmıştır. Davalı vekili ilk celsede cevap dilekçesi ve ekinde delil listesini sunmuştur. Mahkemece ilk celse davalı tarafın kesin süre içerisinde tanık listesini vermediği, tanıkların çağrılması için masraf yatırılmadığı, bildirmiş olduğu tanıklarını ilk celse hazır etmediği ve davacı vekilinin de muvafakat etmediği belirtilerek davalı tarafın tanık dinletmekten vazgeçmiş sayılmasına karar verilerek davalı delilleri toplanmadan işverenin fesih gerekçesi olarak gösterdiği olayların iş sözleşmesinin işverence haklı ya da geçerli sayılabilecek fesih sebebi boyutunda olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. Tensip işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte olan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 200. maddesinde 180. maddeye atıf yapılarak, cevap dilekçesinde de 180. maddenin uygulanacağı belirtilmiştir. İlgili maddede delillerin ilk celsede hazırlanamaması ya da eksik hazırlanması halinde hakimin ilgili tarafa on günlük kesin süre vereceği düzenlenmiştir. Buna göre; mahkemenin tensiple birlikte deliller yönünden öngördüğü kesin süre geçerli değildir. Dolayısıyla davalı tanıklarının dinlenmesine ilişkin olarak oluşturulan usule aykırı ara kararına dayanılarak davalı tarafın tanık dinletmekten vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi usule aykırı olup, aynı zamanda savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak nitelikte olduğundan davalı tanıklarının dinlenmemesi isabetli olmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, davalının delillerini toplayarak, tüm dosya içeriği ile birlikte değerlendirmek ve sonucuna göre feshin haklı ya da geçerli nedene dayanıp dayanmadığını belirlemektir. Davalının delilleri toplanmadan eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.09.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.