YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10258
KARAR NO : 2012/20056
KARAR TARİHİ : 27.09.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi vekili, davalı işverene ait işyerinde 15.02.1998 tarihinde çalışmaya başladığını, ancak işveren tarafından 03.06.2011 tarihinde emekliliğe zorlanarak kendisinden emeklilik talebini içeren dilekçe alındığını, 08.01.2012 tarihinde ise, ilişiğinin kesildiğini, davacının işveren tarafından kötü niyetle yanıltılarak matbu dilekçe alınmasının amacının ihbar tazminatı ödenmeden emekli edilmesi ilkesine dayandığını, benzer nitelikte ayrılanlara ihbar tazminatı ödendiğini, ancak bu haksızlık karşısında emeklilik hakkından vazgeçtiğini, işe devam etmek istediğini davalı işverene bildirdiğini, ancak kabul edilmediğini, emeklilik için alınan dilekçenin davacıdan aldatılarak alındığını, gerçek iradesinin emeklilik olmadığını belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren vekili, davacının kendi özgür iradesi ile 03.06.2011 tarihli dilekçe ile 08.01.2012 tarihinde emekli olmak istediğini, emeklilik sebebi ile görevinden ayrılmak istediğini, her hangi bir baskı ve yanıltma söz konusu olmadığını, idarece yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, davanın bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının özgür iradesi ile emeklilik için kuruma dilekçe vermediği, başka bir göreve atanma ya da tazminatsız iş sözleşmesinin feshedileceği korkusu ile idarenin kendisine sunduğu 03.06.2011 tarihli dilekçeyi imzaladığı, bu doğrultuda kendisinin yanıltıldığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
İşçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için iş sözleşmesinin işverence feshedilmiş olması gerekir.
Somut olayda, davalı işyerinde lojistik müdürü olarak çalışan davacı işçinin 03.06.2011 tarihinde davalı işveren verdiği istifa dilekçesinde “ 08.01.2012 tarihi itibariyle emeklilik hakkımı kazanmış bulunuyorum. Birikmiş olan … günlük yıllık ücretli iznimi tarihleri arasında kullanıp 08.01.2012 akşamı emeklilik nedeniyle görevimden ayrılmak istiyorum. Gereğini müsadelerinize arz ederim” yazdığı anlaşılmaktadır. Ayrıca dosya içeriğine göre davacıya kıdem tazminatının ödendiği, fakat ihbar tazminatının ödenmediği sabittir. Fesihten sonra 01.02.2012 tarihinde ise davacıya emekli aylığı bağlandığı görülmüştür. Davacı istifa dilekçesinin zorla imzalatıldığını ve iradesinin fesada uğradığını yöntemince ispatlayamamıştır. Bu durumda, iş sözleşmesinin davacı tarafından emeklilik sebebiyle feshedildiğinin kabulü gerekir. Haklı da olsa iş sözleşmesini fesheden işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı ve davanın reddi gerektiği düşünülmeden yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 94,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 27.09.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.