YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10233
KARAR NO : 2012/20278
KARAR TARİHİ : 28.09.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini … sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, özelleştirmeden itibaren bir yıllık dönem içinde fesih için işletmesel açıdan geçerli sebeplerin varlığının kabul edildiği, özelleştirilen işyerlerinin yeniden yapılandırma kapsamında olduğunun açık olduğu, davacının iş sözleşmesinin özelleştirmeden altı ay sonra feshedildiği, davacı niteliğindeki işçilerin özelleştirilen işyerinden başka kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilmek üzere devlet personel havuzuna da geçme imkanlarının varlığının bu yöndeki değerlendirmeyi doğruladığı, feshin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda 17.05.1985-07.03.2011 tarihleri arasında teknisyen (… UZMANI) olarak çalışan davacının iş sözleşmesi özelleştirme kapsamında yönetimin değişmesi, yeniden yapılanma süreci ile buna bağlı kadro imkanlarındaki kısıtlılık sebebi ile feshedilmiştir. Davacının iş sözleşmesi feshedilmeden önce kanunda belirtilen fesihten kaçınma yöntemlerine başvurulmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacının yürüttüğü işe olan ihtiyacın ortadan kalktığı, çalıştığı bölüm ve pozisyonun kapatıldığı, buna bağlı olarak davacının davalı işyerinde çalışma olanağının ortadan kalkmış olduğu ya da kadro sayısında azaltılmaya gidilmesini zorunlu kılan sebepler ispatlanamamıştır. İş sözleşmesinin işveren tarafından haklı ya da geçerli sebeple feshedildiği davalı tarafından dosya kapsamındaki delil durumuna göre ispatlanamadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkeme kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının kanuni süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih sebebi ve davacının fesih tarihi itibariyle emekliliğe hak kazanmış olması da dikkate alınarak takdiren davacının dört aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacının yapmış olduğu 129,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, kesin olarak 28.09.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.