Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2011/8977 E. 2012/11699 K. 29.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8977
KARAR NO : 2012/11699
KARAR TARİHİ : 29.05.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebeple yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
Mahkemece, işverenin ileri sürdüğü ekonomik kriz sebebinin gerçeği yansıtmadığı, işletmenin zarar etmediği gibi kar elde ettiği işçinin başka çalışabileceği alanların da olduğu, feshin son çare olması ilkesine aykırı davranıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının davalı şirkette işe iadesine karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.

4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Davalı işyerinde Pres Operatörü olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin ekonomik sıkıntı, sipariş hacmindeki azalma, olumsuz piyasa koşulları nedeniyle istihdamda daralma ve personel tenkisatına gidilmesi zarureti doğduğu gerekçesiyle geçerli sebeple feshedildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece, üçlü bilirkişi kurulundan alınan rapora dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı vekili yargılama aşamasında 22.07.2011 havale tarihli dilekçesinde, bilirkişi raporuna yönelik itirazlarda bulunmasına rağmen, itiraz nedenleri üzerinde durulmadan sonuca gidilmesi isabetli bulunmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için, üniversitelerin öğretim üyeleri arasından bir işletme ekonomisti uzmanı, bir maliye ve muhabese uzmanı ve bir hukukçudan oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle işyerinde keşif yapılarak, işletmenin, iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki ekonomik ve mali durumu ortaya konulmalı, fesih bildiriminde belirtilen olgular doğru ise, bunun istihdam fazlalığına yol açıp açmadığı, açmış ise fesihte son çare ilkesine uyulup uyulmadığı, davacının, görevi, eğitim durumu ve çalışma süresi dikkate alınarak başka bir alanda istihdam edilip edilemeyeceği hususları tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra tüm deliller değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup hüküm bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 29.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.