Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2011/8944 E. 2012/11677 K. 29.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8944
KARAR NO : 2012/11677
KARAR TARİHİ : 29.05.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
Mahkemece, iş sözleşmesinin feshinden sonra işyerine yeni işçi alındığı, iş sözleşmesi feshedilen üç işçinin sonradan yeniden işe davet edildiği, eşit davranma ilkesi gözetildiğinde davacıya diğer çalışanlara ödenen ek menfaatin ödenmemesi karşısında işverenin işletmesel kararını tutarlılıkla uygulamadığı, eşitlik ilkesini gözetmediği ve feshin son çare olma ilkesine uymadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının davalı şirkette işe iadesine karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğinden, davalı işyerinde tıbbi mümessil olarak çalışan davacının 01.05.1989 tarihinde işe girdiği, 04.01.2011 tarihli yazılı fesih bildirimiyle Levent ilaç fabrikasının kapatılması ve ruhsat problemi sebebiyle yeni ilaç lansmanı yapılamaması ve Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile mevcut ilaç fiyatlarında yaşanan düşüşler nedeniyle şirketin mali sıkıntı içerisine girdiği, buna dayalı olarak yönetim kurulu kararı ile küçülme yoluna gidildiği, bu kapsamda işte ayrılacak olanlar için emekliliğe hak kazanmış personel ve isteklilere öncelik verildiği alınan işletmesel karar ile işletme gerekleri göz önüne alınarak davacının da iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmaktadır.
İşyeri Yönetim Kurulunun 30.03.2010 tarihinde aldığı karar ile genel bütçe planlaması sonucu …’teki fabrikanın kira olması mülkiyet sahibinin kiraya vermemek istememesi ve fabrikanın yüksek masrafları dikkate alınarak fabrikanın en geç 2011 yılı içinde bitecek şekilde söküm ve sonlandırma işlemlerinin planlanarak kapatılmasına, yine aynı mülkiyet sahibine ait …’daki deponun kapatılarak şirketin depoculuk faaliyetine son verilmesine ve bu konuda uzmanlığı depoculuk olan firmadan hizmet satın alınmasına karar verildiği, 22.11.2010 tarihli İcra Kurul Toplantısında şirketin yeni dönemde daha küçük kadro ile faaliyetlerini gerçekleştirilmesi için toplu fesih kararı için resmi başvuruların yapılmasına ve toplu fesih sürecide önceliğin “gönüllü olarak ayrılmak isteyenler” ve “emekliliği hak kazananların” belirlenerek bu gurupta yer alanlara ek maddi menfaat sağlanmasına, yeterli sayı sağlanmaması durumunda ihtiyaç fazlası tıbbi mümesillerin işten çıkarılmasında Türkiye pazar payı ortalamasına göre her çalışanın Ağustos 2010 – Kasım 2010 sonuçlarının dikkate alınmasına, eski takımında 2011 yılında çalışılacak ürünlerde görev alanlardan başarılı olanlara öncelik verilmesine karar verildiği, 24.12.2010 tarihli İcra Kurul Toplantısında da Türkiye genelinde bulunan 10 adet Bölge Müdürlüğünün kapatılmasına, 2011 yılında şirketin … Genel Müdürlük ve Ankara İrtibat Bürosu çerçevesinde faaliyet göstermesine, kapatılacak müdürlüklerde tahliye işlemlerinin kısa sürede gerçekleştirilmesine karar verildiği, 26.11.2010 tarihinde Türkiye İş Kurumuna yazılan yazıda … arasında ikiyüz altmış kişinin iş sözleşmesinin toplu olarak feshedileceğinin bildirildiği, işyerinden yüz seksen iki kişinin “gönüllü” altı kişininde “emekliliği hak kazandıklarından” ayrıldıklarına dair listenin dosya arasında olduğu görülmektedir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda şirketin 2006-2010 arasında her yıl zarar ettiği ve satışların da her yıl bir önceki yıla göre düştüğü, … tarihli Saha Teşkilat Yapısı adlı işyeri raporuna göre de toplu çıkış ve işlemleri öncesi işyerinde ilaç guruplarına göre oluşturulan altı takım ile çalışma yapılırken toplu fesih sonrası 3 takımla daha az ürün için çalışma yapılmasına ve önceden otuz bölgede üçyüz yirmi beş kişi ile faaliyet gösterirken yeni dönemde on bölgede yüz yirmi yedi kişi ile faaliyet gösterilmesi gerekliliğinin belirtildiği, Kasım 2010 tarihinde yedi yüz yetmiş yedi olan çalışan sayısının fabrika ve deponun kapatılmasından ve toplu çıkışlardan sonra iki yüz altmış altı düştüğü, davalı işyerinin 01.05.2010-01.04.2011 tarihleri arasında otuz dokuz kişi yönetim ve organizasyonel değişikliğe bağlı olarak işe alındıkları ve bunlardan onüç kişinin işletmesel kararın alındığı 22.11.2010 tarihinden sonra işe alındıkları ve görevlerinin ürün uzmanı, ürün transfer uzmanı, ruhsatlandırma müdürü, kalite müdürü, tedavi alan müdürü oldukları yedi kişinin ise görev ve pozisyonlarının bilinmediğini belirterek, şirketin mali açıdan olumsuz şartlarda olduğunu sürekli zarar ettiğini ancak işverenin küçülme sürecinde fesihten kısa süre önce tanıtım sorumlusu yanında başka bölümlere de işçi almasınında ölçülülük ve tutarlılık açısından mahkemece değerlendirilmesi gerekeceğini bildirmişlerdir.

Davalı şirketin mali açıdan zarar ettiği satışlarının her yıl düştüğü bilirkişi incelemesi ile de somut olarak ortaya konulmuştur. İşverenin fabrika ile depoyu kapatmak, 2011 yılında küçülmeye gitmek yönünde aldığı işletmesel kararların uygulanması nedeniyle istihdam fazlalığı oluştuğunda kuşku yoktur. Bu sebeple davalı tarafından işçi çıkartırken gönüllü ayrılmak isteyenler, emekliliğini hak kazananlar ve kalanlar içerisinde 2011 yılında çalışılacak ürünlerde önceki yıl çalışanlardan başarılı olanların seçilmesi şeklinde kriterlerin belirlendiği görülmekte olup keyfi bir uygulamaya gidilmediği, çıkarılan işçilerin görevi ile fesihten sonra alınan az sayıdaki işçilerin bilirkişi tarafından belirlenen görevleri de birbirinden farklı olduğu anlaşıldığından yapılan feshin işleminin geçerli sebebe dayandığının kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 630,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine kesin olarak oybirliğiyle 29.05.2012 tarihinde karar verildi.