Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2011/8269 E. 2012/1430 K. 09.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8269
KARAR NO : 2012/1430
KARAR TARİHİ : 09.02.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işverence geçerli bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliği ile işe iadesine karar verilmesini, buna bağlı işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren, davacı ile aralarında iş ilişkisi olmadığını davacının dava dışı … Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri A.Ş. çalışanı olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece daha önce aynı işyerinde çalışan işçilerin açtıkları davada Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararlarında belirtildiği üzere işçi çalıştırma ilişkisinde davalı şirket ile dava dışı … Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri A.Ş. arasında muvazaalı işlem yapıldığından işçilerin baştan beri davalı şirket çalışanı olduğunun kabul edildiğini, davalının iş akdinin haklı sebeple feshedildiğine dair bir delil sunulmadığı ve Toplu İş Sözleşmesinin 79. maddesine göre de işten çıkarma cezasının Genel Müdürlük Disiplin Kurulunca verilebleceği mümkün iken olayda çıkarma cezasına ilişkin kararaın anılan kurulca yapılmadığından ve feshin son çare ilkesine uyulmadığından davanın kabulü ile feshin geçersizliğine davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.Yetersizlikten kaynaklanan nedenler; işçinin ortalama benzer işi görenlere göre daha az verimli çalışması, gösterdiği niteliklerden beklenenden daha düşük performansa sahip olması, işe yoğunlaşmasının giderek azalması, işe yatkın olmaması, öğrenme ve kendisini geliştirme konusunda yetersiz kalması, sık sık hastalanması, çalışamaz duruma getirmemekle birlikte işini gerektiği şekilde yapmasını devamlı olarak etkileyen hastalığa yakalanması ve uyum yeterliliğinin azalması gibi işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen sebeplerdir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğinden, davacının 04.01.2008 tarihinden beri çağrı hizmetleri müşteri temsilcisi olarak çalıştığı , 12.11.2010 tarihli noterden onaylı yazılı fesih bildiriminde davacı daha önce yazılı ve sözlü uyarılara rağmen yapmakla yükümlü olduğu görevlerini yerine getirme konusunda aksaklıklar gösterdiği bu yönde son bir yılda hakkında beş adet tutanak tutulduğu,uyarılara rağmen davaranışlarında düzelme olmadığından 4857 sayılı Kanun’un 25/II maddesinin h) bendi uyarınca iş sözleşemesinin feshedildiği anlaşılmaktadır. İşyerinde davacı hakkında 24.06.2010 tarihli tutanakla verilen satış görevini yapmak istemediğini bildirdiğinden ihtar cezası verildiği, 14.07.2010, 30.07.2010 ve 05.10.2010 tarihli tutanaklarda saat 9.00’da başlayan mesailere saat 11:12, 10:10 ve 11:26 da geldiği ve en son 28.10.2010 tarihinde haber vermeksizin işe gelmediği ve telefon görşmesinde”uyuya kadım tutanak tutun” dediği belirtilmiştir.
İşyerinde uygulamada olan TİS 79 maddesine göre işyerinde ünitelerde görev yapan İşyeri Disiplin Kurulları ile Genel Müdürülük İşyeri Disiplin Kurulu ayrı ayrı düzenlendiği ve işten çıkarma yetkisinin Genel Müdürülük İşyeri Disiplin Kurulu görev alanında olduğu belirlenmiştir. Davacının çalıştığı ADSL Birim Disiplin Kurulunun11.10.2010 tarihli kararı ile çıkarıldığı görülmekte olup fesih bildiriminde nedenleri tek tek sayıldıktan sonra haklı neden kabul edilerek iş sözleşmesi feshedilmiştir . Oysa fesih bildiriminde sayılan ve tutanağa bağlanan davranışlar işin yürütümünü olumsuz etkileyecek nitelikte olup haklı değil geçerli nedendir. Tutanağa bağlanan bu nedenler fesih bildiriminde açıkça belirtildiğinden feshin geçerli nedene dayalı olarak yapıldığının kabulü gerekir. Feshin geçerli neden dayalı olduğu durumda işyeri disiplin kurulunun yetkisiz olduğu dikkate alınamayacağından davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 30,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 09.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.