Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2011/637 E. 2011/7174 K. 09.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/637
KARAR NO : 2011/7174
KARAR TARİHİ : 09.12.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Dairemiz Üyesi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; müvekkilinin, davalıya ait işyerinde 21/04/2008 tarihinden iş akdinin feshedildiği 13/04/2009 tarihine kadar ara vermeksizin kıdemli araç muayene uzmanı olarak çalıştığını, müvekkilinin herhangi bir kusuru olmadığı ve daha önce kınama, uyarı ve maaş kesintisi gibi disiplin cezası almadığı halde iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedenle feshedildiğini, yapılan feshin haksız olduğunu beyat etmiş, bu nedenle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, müvekkilinin işe başlatılmadığı takdirde kanundan Doğan aylık ücretleri tutarındaki tazminatın davalıdan tahsiline, davacının karar kesinleşinceye kadar çalıştırılmadığı süre içerisinde kanundan doğan aylık ücretlerinin ve diğer haklarının davalı şirketten tahsiline, ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; araç muayene uzmanı olarak çalışan davacının, aynı işyerinde araç muayene uzmanı olarak çalışan Fikri AYDIN tarafından muayene edilen, arka cam sileceğinin çalışmaması, sağ uzun hüzmeli farın ayarsız olması ve sağ ön tekerlek yataklama rulmanında çok fazla boşluk olması şeklinde üç adet ağır kusur bulduğu … plakalı aracı 45 saniyede muayene ederek onay verdiğini, ilk muayene ile davacının muayenesi arasında bir saat 20 dakika gibi bir zaman geçtiğini, bu kadarlık bir zaman diliminde söz konusu ağır kusurların giderilemeyeceğini, davacının bu eylemi nedeniyle Disiplin Kurulu’na sevk edildiğini, Dibiplin Yönetmeliği’nin 4.4.4. maddesi uyarınca davacının TÜVTÜRK’ün kurumsal kimliğine zarar verdiği sonucuna varıldığını, bu nedenle doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışı nedeniyle davacının iş sözleşmesinin İş Kanunu’nun 25/II-e maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini beyanla haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda davacının araç muayene uzmanı olarak teknik anlamda eksik ve yanlış bir çalışmasının bulunmadığı, davacının sorumlu amiri durumundaki kişinin onayladığı bir rapordan 10 gün sonra uyarma ve kınama gibi cezalar uygulanmadan doğrudan davacının iş sözleşmesinin feshi yoluna gidilmesinin Medeni Kanun 2. maddesindeki iyi niyet kurallarına uygun olmayan bir tasarruf olduğu ve davacının eylemi ile yapılan işlemin şekli gözetilerek haklı fesih koşullarının gerçekleşmediği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 35. maddesine göre araç muayene işinin yürütümünün sıkı kurallara bağlandığı, Araç Muayene İstasyonlarının Açılması İşletilmesi ve Araç Muayenesi Hakkında Yönetmeliğin 8 ve 12. maddesinde araç muayene görevinin nasıl yapacağının açıkça anlatıldığı görülmektedir.
Araç muayenesi kamu güvenliliğini doğrudan ilgilendiren bir işlemdir. Özellikle trafik güvenliği açısından çalışanların azami özen gösterme yükümlülüğü içinde olmaları yasadan doğan zorunluluktur.
Yerel mahkeme her ne kadar anılan gerekçelerle yazılı şekilde davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar vermiş ise de, davacının üç adet ağır kusur bulunan bir aracı 45 saniyede muayene ettiği, aracın ilk muayenesi ile ikinci muayenesi arasında bir saat 20 dakika gibi bir sürenin geçtiği, yapılan işin özelliği dikkate alınarak iş sözleşmesinin, davacının doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışı nedeniyle haklı nedenle feshedildiği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Böyle olunca davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olmuştur.
Belirtilen nedenlerle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-)Yerel mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-)Davanın REDDİNE,
3-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-)Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 430.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.100.00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 09.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.