Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2011/6212 E. 2012/10001 K. 16.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6212
KARAR NO : 2012/10001
KARAR TARİHİ : 16.05.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, iş sözleşmesinin davalı işverence geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, Oyakbank A.Ş.’deki Oyak hisselerinin ING Grubuna devri neticesinde banka yabancı sermayeli bir banka haline dönüştüğünü, organizasyon yapısı içerisinde bir takım değişiklikler gerçekleştirildiğini, bu sebeple organizasyonel küçülme kararı alındığını, bu işletmesel kararın 2009 senesi içerisinde sınırlı sayıda ilde uygulandığını, güvenlik ve verimlilik bakımından elde edilen olumlu sonuçlar görülünce Grup Nakil Hizmetlerinin bağımsız bir firmadan satın alınmak suretiyle sağlanmasına karar verildiğini, bu sebeple davacının da aralarında bulunduğu grup nakil hizmetlerini yapan işçilerin banka içinde istihdam edilmeleri olanağının kalmadığını, davacının iş sözleşmesinin geçerli sebebe dayanılarak feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece feshin son çare olması ilkesine uyulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda; davacının iş sözleşmesi, grup nakil hizmetinin ihtisaslaşmış 3. firmalardan alınmasına karar verilmesi, bu karar doğrultusunda söz konusu hizmeti yürüten kadro ihtiyacının ortadan kalkması sebebiyle feshedilmiştir. Dairemizce incelenen emsal nitelikteki dosyalarda (2011/12896,13767,13867 esaslar gibi) yapılan bilirkişi incelemelerinde; her davacının eğitimi, yaptığı iş ve kişisel durumu ayrı ayrı değerlendirilip bankada çalıştırılmaya devam edilen işçilerin durumlarıyla karşılaştırılmak suretiyle, belirli bir eğitimden geçirilmeleri halinde başka bir görevde değerlendirilmelerinin mümkün olup olmadığı araştırılmış ve davacıların kısa bir eğitime tabi tutularak bankada çalışmasının mümkün olmadığı tespit edildiğinden mahkemelerce verilen ret kararları dairemizce onanmıştır.
Somut olayda mahkemece alınan bilirkişi raporunda da “…bu elemanların gişe görevleri, kredi pazarlama vb. diğer banka iş konularında tecrübeleri ve banka içinde eğitimleri bulunmadığından ciddi bir eğitimden geçirilmeleri gerekeceği, bu halde dahi bankada verilecek diğer görevlerde istenilen yararı sağlayacağı kesin olarak söylenemediği” belirtildiği halde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 46,75 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 16.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.