YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5790
KARAR NO : 2012/1142
KARAR TARİHİ : 03.02.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, şantiye şefi olan müvekkilinden sadece duyuma dayanan belgeye dayanmayan ve bir şekilde gayri hukuki bir gerekçe ile savunma istendiğini her hangi bir belgeye dayanmadan iş akdinin fesih edildiğini, feshin 4857 sayılı İş Kanunu’nun haklı sebeplerini düzenleyen 25. maddesine aykırı olduğunu belirterek müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinin geçersizliği ile işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili davacının müvekkili işverenin şantiyesinin bulunduğu …Otomobil Fabrikası A.Ş.’nin Bursa fabrikası sınırları içinde, şirketin diğer işçisi … ile tartışmaya başladığını ve tartışmayı daha ileri sürerek şinkaflı küfürler etmeye başladığını, daha sonrasında davacının savunmalarının alındığını ve davacının olayı hafife alarak ” şu an hatırlamadığım tehdit kelimeleri çıkmış olabilir”, “herkesten özür dilerim” demekle de tevilli ikrarda bulunduğunu, davacının iş sözleşmesinin feshinin 4857 sayılı Kanunu’nun 25/2-d maddesi gereğince davacının işverenin diğer işçisine karşı sinkaflı küfür ve tehdit etmesi nedeni ile iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğinden haksız ve yersiz açılan davanın reddi gerektiğinı savunmuştur.
Mahkemece, dinlenen müşterek tanık M…’ın beyanlarına göre davacının …’den özür dilemesini istemesi ve …’in özür dilememesi ve davacının, …’in küfür etmesine neden olacak bir şey yapmamış olması, yargılama sırasında dinlenen davalı tanığı … beyanlarına göre de …’in devamlı olarak davacıyı kavgaya davet etmesi ve davacının yaşlı, …’in genç ve güçlü olması ve davacı yazıhaneye çıktığı halde …’in davacıyı tehdit ile dışarıya davet etmesi ve davacının dışarıya çıkmasını beklemesi ve olayın ilk meydana geldiği çalışma yerinden şantiyeye gittikten sonra da …’in tehditlerine devam etmiş olması dikkate alındığında davacının feshe konu olayın mağduru durumunda kaldığı feshe konu olayın başlamasında ve devamında her hangi bir rolünün ve katkısının olmadığı sebep yokken kendisinden çok genç yaşta birisinin kendisine sinkaflı kelimeler ile küfretmesi üzerine özür dilemesini istediği, amacının kavga etmek olmadığı kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından karar süresinde temyiz edilmiştir.
Somut olayımızda; 26.05.2007-03.06.2010 tarihleri arasında davacının şantiye şefi olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin işverenin bir başka işçisi ile kavga, darp, küfür içeren olaya karışması nedeni ile 4857 sayılı Kanun’un 25/II-d maddesi uyarınca haklı nedene dayanılarak feshedildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Tanık beyanları, davacı savunması ve dosya kapsamından şef olan davacının şantiyede iki arkadaşı ile birlikte otururken işverenin diğer işçisi olan …’in takım çantası istediği, davacının kendisinin almasını belirtmesi üzerine sinkaflı küfür ettiği, davacının “kime söylüyorsun” demesi üzerine …’in “konuşana dediği” ve tartışma yaşandığı, davacının elindeki kontrol kalemini …’in boğazına dayayarak özür dilemesini istediği sırada …’in boğazında çizik oluştuğu, şantiyedekilerin araya girmesi sonucu ayrıldıkları ancak …’in “seninle görüşeceğiz” diyerek tehdit etmeye devam ettiği, davacıyı dışarıya davet ettiği, olayın büyümemesi için davacının uzaklaştırıldığı olay sonucu davacı ve …’e iki gün izin verildiği, tutanak tutularak savunmalarının alınmasının ardından işten haklı nedene dayanılarak her iki personelin çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Davacı savunmasında; “takım almak için şantiyeye gelen … takım çantasını bulamayınca şantiye dışındaki bizlere küfür etti suçsuz yere bu hakarete uğrayınca kızdım benden ve arkadaşlardan özür dilemesini istedim dilersin dilemezsin tartışması sonucu hararet yükseldi ancak darp olayı yaşanmadı. Olayın orda kalması için kendisini tuttum ağzımdan istemeden tehdit kelimeleri çıkmış olabilir, özür dilerim” diyerek kendini savunduğunu belirtmiş ise de davacının küfür edilmesi üzerine davalı işverenin diğer işçisinin boğazına kontrol kalemini dayayarak özür dilemesini istemesi biçimindeki davranışı ile verdiği karşılık ölçülülük ilkesine aykırı olmakla beraber, haklı sebep boyutuna ulaşmamış ise de, fesih için geçerli neden teşkil etmektedir. Bu durumda, davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 56,00 yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 03.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.