Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2011/5788 E. 2012/1144 K. 03.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5788
KARAR NO : 2012/1144
KARAR TARİHİ : 03.02.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının idari işler müdür yardımcısı olarak görev yaparken insan kaynakları müdürü tarafından kanuni hakları olan kıdem ve ihbar tazminatları pazarlık konusu edilerek istifa etmesi veya emekliliğini istemesi konusunda baskıya maruz kaldığını, babasının rahatsızlığı nedeni ile paraya ihtiyacı olduğundan verilen tüm belgeleri imzalamak zorunda kaldığını, psikolojik baskı altında kalarak iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma ile sona erdirildiğine dair belgeyi imzalamak durumunda kaldığını, gerçek iradesinin bu yönde olmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğine karar verilmesi, buna bağlı tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma ikale sözleşmesi imzalanmak suretiyle sona erdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iş sözleşmesi feshinden sonra tazminatların ödenmesi aşamasında alınan istifa dilekçesinin hukuki sonuç doğurmayacağı, fesih gerekçesinin geçerli nedene dayandığının ispat yükünün davalıya ait olduğu, davacının ast-üst ilişkilerinde çalışma barışını bozacak sorun yaşandığı iddiasının ispatlanamadığı, buna göre feshin geçerli nedene dayanmadığı kanaati ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki iş ilişkinin bozma sözleşmesi yoluyla sona erip ermediği hususu temel uyuşmazlığı oluşturmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümleri işçiyi işverenin feshine karşı koruma amacını taşımaktadır. Sözleşmenin işverenin feshi dışındaki bir nedenle sona ermesi halinde iş güvencesi hükümleri uygulanamaz. Bu bağlamda sözleşme ikale (bozma sözleşmesi) ile sona ermişse işçi iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğine karar verilmesini talep edemeyecektir.
İkale, sözleşmenin tarafların ortak iradeleriyle sona erdirilmesidir. Niteliği itibariyle bir sözleşme olması nedeniyle ikale tarafların serbest iradelerine dayanmalıdır. Ayrıca ikale icabı işverenden gelmişse yasal tazminatlarına ilaveten işçiye ek bir menfaatın sağlanması(makul yarar) gerekir. Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez.
Somut uyuşmazlıkta idari işler müdür yardımcısı olarak 01/09/1998 -01/09/2010 tarihleri arasında görev yapan davacının iş sözleşmesi görevinin gerektirdiği ast-üst ilişkilerinin çalışma barışı içerisinde sürdürülmesinin önemli ve makul ölçüde beklenemeyeceği hususunda varılan karşılıklı mutabakat ile 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi gereği feshedildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Dinlenen davacı tanıklarının ikale ve ibra sözleşmesinin imzalanmasına ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı işyerinde idari işler müdür yardımcısı ünvanı ile istihdam edilen nitelikli bir eleman olup imzaladığı belgenin mahiyetini ve doğuracağı hukuksal sonuçlarını tayin ve takdir edebilecek durumdadır. Dosya içerisinde ikaleyi geçersiz kılacak bir olgu mevcut değildir. İkalenin baskı altında iradesi sakatlanarak imzalatıldığı davacı tarafından ispat edilememiştir. Bu durumda, davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 24,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 03/02/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.