Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2011/507 E. 2011/1402 K. 29.09.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/507
KARAR NO : 2011/1402
KARAR TARİHİ : 29.09.2011

MAHKEMESİ : İstanbul 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/11/2009
NUMARASI : 2008/458-2009/731
Davacı vekili, müvekkilinin davalı … Şti’nde 18.01.2005 tarihinde işe başladığını, buna karşılık davalı şirket …Ltd Şti kadrosunda çalıştırıldığını, maaş ve diğer haklarının diğen .. çalışanlarına göre daha düşük ödendiğini, başarılı bir şekilde çalışan müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı şirketler tarafından fesh edildiğini, müvekkilinin yasal haklarını alabilmek adına ikale sözleşmesini ihtirazı kayıtla imzaladığını belirterek davacının işe iadesine ve yasal haklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı .. Ltd Şti vekili, davacının .. şirketinde çalıştığını, müvekkil şirketle iş bağlantısının bulunmadığını davanın öncelikle husumet yönünden red edilmesi gerektiğini, müvekkil Şirket ile …arasındaki ticari ilişkinin karşılıklı mutakabat ile 2008 yılı içersinde sona erdirildiğini, müvekkil şirketin diğer davalı …. şirketinden 2 tür hizmet aldığını, Üniversite ve Devlet Hastanelerinde görev yapan hekimlere tanıtım ve bilgilendirme faaliyetinin müvekkil şirketin kendisinin verdiğini ancak alınan ticari karar doğrultusunda SSK hastanelerinde görev yapan hekimlere tanıtım ve bilgilendirme hizmetinin Taymed firması vasıtasıyla sağlandığını beyanla haksız olarak açılan davanın reddini savunmuştur.
Davalı …Ltd Şti vekili, davacının müvekkil şirkette işe başladığını, davalı şirketlerin tamamen ayrı iki tüzel kişilik olduğunu, aralarında hiç bir organik bağ bulunmadığını, müvekkili şirket ile diğer davalı arasındaki anlaşmanın feshi ile birlikte söz konusu proje için işe alınan ve çalışmakta olan davacı dahil 91 işçi nedeniyle bir istihdam fazlası oluştuğunu, kıdem-ihbar tazminatlarının yanı sıra çalışanların kıdemi dikkate alınarak iş sözleşmesinin sonlandırılmasının teklif edildiğini, davacı tarafın icabı kabulü ile taraflar arasında ikale sözleşmesinin kurulduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Taymed şirketinin ilaçların bilgilendirmesi ve tanıtılması konusunda davalı … Şirketine profesyonel hizmet verdiği, …isimli şirketin asıl işinin bir kısmını davalı … isimli şirketin işçilerine yaptırdığı, davalı … ve davalı …arasında görünürde kurulan alt işverenlik ilişkisi gerçekte işyerinde görülen asıl işleri de kapsar hale geldiği, davalı … isimli şirketin işçileri tarafından yürütülen tanıtım ve bilgilendirme işinin davalı … isimli şirketin kendi işçileri tarafından da yerine getirilen nitelikte işler olduğu, söz konusu işlerin teknolojik ve uzmanlık gerektiren iş olmadığı, davalı ..’in alt işverenlik ilişkisi kurulmasından sonra da aynı işi kendi personeline yaptırmaya devam ettiği, iş kanununun 2. maddesinde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemeyeceği, dinlenen tanık beyanları dosya kapsamında anlaşıldığı üzere davacı işçinin girişi tarihi itibari ile … şirketinin işlerini yürüttüğü, fesih sonrası da davacının yürüttüğü işi ..kendi personelinin yapmaya devam ettiği davacının iş sözleşmesinde .. ile imzaladığı ücret ve diğer sosyal haklarının …. tarafından sağlandığı buna karşılık işçi işe başladığı günden itibaren sadece diğer davalı …içinde istihdam edildiği, davacının işe başlangıçtan itibaren davalı …. …Ltd Şirketi isimli şirketin işçisi olarak değerlendirmesi gerektiği, ayrıca feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle, davanın … Ltd Şti hakkında reddi ile işçinin Pfizer işyerinde işe iadesine karar verilmiştir. Hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmişti…Ltd.Şti.’nin işçisi olarak çalışmakta iken iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedilmesi üzerine açtığı işe iade davasının lehine sonuçlanıp kesinleştiğini, süresinde yaptığı başvuruya rağmen davalı şirketçe işe başlatılmadığını ileri sürerek; işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti ve diğer haklarının hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur.
Davalı .. Genel Müdürlüğü vekili, davacının alt işverenin işçisi olduğunu, bu nedenle davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönünden ise alt işverenin davetine rağmen davacının işe başlamadığını, işe iade başvurusunun süresinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …..Ltd.Şti.vekili, davacının başvurusu üzerine zorunlu olarak gönderildiği Zonguldak’daki işyerinde işe başlamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece dosya içeriğine göre, taraflar arasında 31.7.2008 tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma yoluyla sona erdirildiğine, işçinin hesabına kıdem-ihbar tazminatı, diğer işçilik hakları ve 4 aylık br ücret i tutarının yatırıldığına ilişkin sözleşme imzalanmıştır. Davacı taraf iradeyi fesada uğratan halleri yargılama sırasında ispat edebilmiş değildir. İşçinin ek menfaat aldığı, karşılıklı anlaşma ile iş sözleşmesinin sona erdirildiği açıktır. Aynı tarihli benzer sözleşme imzalayan bir başka işçinin emsal davasında, işe iade isteğinin bu gerekçeyle reddi yönündeki mahkeme kararı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından E 2009/27239 nolu ilamı ile onanmıştır. İşe iade talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkeme kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının
Yaptığı 30.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.100.00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 29/09/2011 gününde oybirliği ile karar verildi.