Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2011/4677 E. 2011/9008 K. 30.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4677
KARAR NO : 2011/9008
KARAR TARİHİ : 30.12.2011

MAHKEMESİ : Kartal 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/04/2010
NUMARASI : 2009/1171-2010/513
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 04/07/2000-25/10/2009 tarihleri arasında Ambar memuru olarak çalıştığını,iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, feshin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesine göre geçerli nedenle yapıldığını, 30 işçi şartı oluşmadığından davacının iş güvencesinden yararlanamayacağını ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı işverenin fesih bildirimini yazılı olarak yapmadığı,fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmediği,davacının işveriminin yeterli seviyede olmadığını ileri sürmesine rağmen bu hususta davacının savunmasını da almadığı nedeniyle davacının iş akdinin haklı ve geçerli nedenlerle fesih edilmediğine, her ne kadar davalı işveren davalı işyerinde çalışan sayısının 30’un altında olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiş ise de, Ticaret Sicil Kayıtlarından davalı …AŞ ile Emar Satış Sonrası Müşteri Hizmetleri Ticaret AŞ, ….AŞ, ….AŞ ve …. AŞ’nin aynı binada faaliyet gösterdiği ve aynı alanda ticari faaliyet gösteren şirketler olduğu, temizlik ve güvenlik hizmetleri alınan …. AŞ ve ….limited Şirketinin de tüm bu şirketlere birlikte hizmet verdiği, çalışan sayısının tüm bu şirketlerdeki çalışanlar birlikte değerlendirilerek tespit edilmesi gerektiği, bu durumda çalışan sayısının 30’un üzerinde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında fesih tarihi itibariyle işverence otuz veya daha fazla işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı ve dolayısıyla davacının iş güvencesi kapsamında kalıp kalmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesidir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerinde çalışmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan sayısı bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. İşçi sayısına ilişkin bu hüküm nispi emredici olduğundan, daha az işçi sayısını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir.
Özellikle gurup şirketlerinde ortaya çıkan bir çalışma biçimi olan birlikte istihdam şeklindeki çalışmada, işçilerin bir kısmı aynı anda birden fazla işverene ve birlikte hizmet vermektedirler. Daha çok yönetim organizasyonu kapsamında birbiriyle bağlantılı olan bu şirketler, aynı binalarda hizmet verebilmekte ve bir kısım işçiler iş görme edimini işverenlerin tamamına karşı yerine getirmektedir. Tüm şirketlerin idare müdürlüğünün aynı şahıs tarafından yapılması, şirketlerin birlikte kullandığı işyerinde verilen muhasebe, güvenlik, ulaşım, temizlik, kafeterya ve yemek hizmetlerinin yine tüm işverenlere karşı verilmiş olması buna örnek olarak gösterilebilir. Bu gibi bir ilişkide, tüm şirketlere hizmet veren işçiler ile sadece davalı şirkete hizmet veren işçilerin 30 işçi kıstasında dikkate alınması gerekir. İşçi tüm şirketlere hizmet ediyor ise, o zaman tüm şirketlerdeki işçi sayısı dikkate alınmalıdır.
Otuz işçi sayısının belirlenmesinde fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih itibariyle belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik sözleşmelerle çalışan tüm işçiler dikkate alınır.
Dosya içeriğinden, davacının davalı işverene ait işyerinde 04/07/2000-25/10/2009 tarihleri arasında ambar memuru olarak çalıştığı,yazılı fesih bildiriminin bulunmadığı, iş akdinin 4857. sayılı Kanun’un 17. maddesine göre işverence geçerli nedenle davacının yasal hak ve tazminatları ödenerek feshedildiği, Ticaret Sicil Kayıtlarından davalı ….AŞ ile …. AŞ, …AŞ, …. AŞ ve …. AŞ’nin aynı binada faaliyet gösterdiği ve aynı alanda ticari faaliyet gösteren şirketler olduğu, temizlik ve güvenlik hizmetleri alınan…. AŞ ve … limited Şirketinin de tüm bu şirketlere birlikte hizmet verdiği, … AŞ ile ….AŞ’ nin sıhhi tesisat ve aksesuarları imal etmek işini, …AŞ’nin evlerde,sınai ve ticari kuruluşlarda kullanılan beyaz eşya mobilya bilgisayar donanımları ölçüm cihazları vs servis hizmetleri, eğitim ve danışmanlık faaliyetlerini yürütmek işini, ……AŞ’nin her türlü inşaat, tesisat, montaj, yatırım, bayındırlık, vs. ihalelerine katılmak, taahhüt ve ifa etmek,faaliyet konusu ile ilgili her türlü malzeme ve techizatı almak, satmak vs. işlerini, …..AŞ’nin şirket ortaklarına ve sanayi müesseselerine gerekli hammadde, işletme ve yatırım malzemelerinin ithali ile şirket ortağı ve kuruluşlarının imalat ve satışlarına konu olan maddelerin ihracını sağlamak işini, …..AŞ’nin sanayi için gerekli kalite, ucuzluk ve standarta her türlü yer altı ve yer üstü kaynaklar, metalik ve metal dışı madenler, endüstriyel hammaddeler vs. ile iştigal etmek işini yaptıkları anlaşılmaktadır.
Somut olayda aynı binada faaliyet gösterdikleri anlaşılan yukarıda anılan şirketlerin birlikte istihdam ettikleri işçi sayısı tesbit edilerek, davacının iş güvencesi kapsamında olup olmadığı belirlendikten sonra ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.