Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2011/366 E. 2011/1032 K. 22.09.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/366
KARAR NO : 2011/1032
KARAR TARİHİ : 22.09.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliği ile işe iadesine ve buna bağlı tazminat ile boşta geçen süre ücretinin hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının iddialarını delilleri ile ispat edemediği, davalı tarafın davacının işe gelmemesi nedeniyle tutanaklar tutarak hakkında noter ihtarnamesi ile 4857 Sayılı İş Kanunu 25/II-g bendine göre bildirimsiz ve tazminatsız olarak iş akdini feshettiği, dinlenen tutanak mümzilerinin de davacının belirtilen tarihlerde işe gelmediğini doğruladıkları,tanık …’nun, davacıya işe gelme diye herhangi bir şey söylemediğini, davacıya herhangi bir yazı vs. verilmediğini, çalışırken de zaman zaman akşam biraz erken çıkıp sabah geç geldiğini beyan ettiğini,dikkate alındığında feshin haklı nedenle yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 25 II- ( g) bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İş Kanunu’nun 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan

sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20.maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, davacının 24.06.2008-14.04.2009 tarihleri arasında müşteri temsilcisi olarak davalı işyerinde çalıştığı, iş sözleşmesinin, davacının 26.06.2008 tarihi itibariyle müşteri temsilcisi olarak çalışmakta olduğu görevine 04.04.2009 tarihinden itibaren amirlerinden herhangibir izin almaksızın veya bilgi vermeksizin işe gelmediği ve mazeret bildirmediği, tutulan tutanaklar ile tesbit edildiğinden 4857 sayılı Yasanın 25/II-g bendine göre bildirimsiz ve tazminatsız olarak 14.04.2009 tarihinde feshedildiği,davacının işe gelmediğine dair, 04/04/2009, 05/04/2009, 06/04/2009, 07/04/2009, 08/04/2009, 09/04/2009 tarihlerinde tutanaklar düzenlendiği,tutanakların bölüm müdürü ve iki tanık tarafından imzalandığı,davacının imzasının olmadığı,davacının, “Müşteri temsilcisi olarak çalışmakta olduğunuz şirketimizin Teknik Servis departmanımızdan 03.04.2009 tarihi itibariyle yasadan doğan hak ettiğiniz ihbar tazminatınız tarafınıza ödenerek 4857 sayılı Yasanın 17. maddesine istinaden iş akdiniz feshedilmiştir” şeklinde düzenlenen imzasız ve kaşesiz fesih bildiriminin kendisine bildirmesi nedeniyle işe gelmediğini beyan ettiği, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediği anlaşılmış olup, dosya içeriğine ve özellikle inandırıcı bulunan davacı tanığının beyanına göre,davacının iş sözleşmesinin 03.04.2009 günü davalı işverence feshedildiği açıktır.
İş sözleşmesi feshedildikten sonraki devamsızlığa dayanılamaz. Davalı işverence fesihten önce devamsızlık yapıldığına yönelik savunma kanıtlanmamıştır. Hal böyle olunca davanın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-)Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-)İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE,
3-)Davacının yasal sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih nedeni ve kıdemi dikkate alınarak 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-)Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
5-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-)Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.100.00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından yapılan 72.00 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya
verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-)Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak, oybirliğiyle 22.09.2011 tarihinde karar verildi.