Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2011/18596 E. 2012/929 K. 31.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/18596
KARAR NO : 2012/929
KARAR TARİHİ : 31.01.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek; feshin geçersizliğine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının feshe gerekçe yapılan eylemlerinin sabit olduğu gerekçesiyle iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, feshe gerekçe yapılan davacı eylemlerinin davalı işverence ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Hüküm davalı işveren tarafından temyiz edilmiştir.
İşçinin geçerli bir feshe neden olabilecek davranışları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı sebeplerden farklıdır. Yargılama sırasında bu sebeplerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa anılan Kanun’un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
Dosyada mevcut kontrolör raporlarıyla davacının tespit edilmiş eylemleri işverene bağlılık ve doğrulukla bağdaşmayan nitelikte davranışlar olmakla birlikte, işverence davacının geçmişten fesih tarihine kadar tespit edilmiş ve disiplin cezası da uygulanmış olan davranışlarını geçerli fesih sebebi yaparak sözleşmeyi feshettiği anlaşılmıştır.
Davacı disiplin soruşturması aşamasında yaptığı 31/07/2007 tarihli savunmasında güven ilişkisine dayanılarak mevzuata aykırı olarak belirlenen limitin üzerinde kredi kullandırdığını ve ödenmeyen kredilerin icra takibine konulmadığını kabul etmiştir.
Davacının dinletmiş olduğu tanık anlatımları kontrolörlerce yapılan inceleme sonucu düzenlenmiş olan raporlardaki tespitlerin aksini kanıtlayıcı nitelikte değildir.
Mali müşavir tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda davacının kullandırmış olduğu kredilerin ödenmekte olduğundan bahisle fesih sebebi yapılamayacağı yönünde görüş bildirmiş ise de usulsüz kredi kullandırılması yeterli olup ayrıca zararın gerçekleşmesi zorunlu değildir.
Açıklanan bu yönler ve dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde hizmet sözleşmesinin işverence geçerli sebebe dayanarak yaptığı fesih işleminin geçerli olduğu gözetilmeden davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkeme kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 60,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 31/01/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.