YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/17325
KARAR NO : 2012/13397
KARAR TARİHİ : 14.06.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, iş sözleşmesinin haklı neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davacının iş sözleşmesinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları nedeni ile haklı olarak feshedildiğini savunmuştur.
Mahkemece; işverenin fesih bildiriminde fesih sebebini bildirmiş ise de duruşmada kendisine verilen kesin süre içerisinde tanık dinletmediği, iş akdinin geçerli bir nedenle feshedildiğini kanıtlayamadığı, davalı şirketlerin temsile yetkili kişilerinin aynı olduğu, davalılar arasında organik bağ olduğu, gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının iş sözleşmesinin kendi el yazısı ile imzaladığı teslim fişinde kayıtlı malzemenin satışından haberi olmadığını ifade etmek sureti ile yalan beyanda bulunduğu, bu satışla ilgili parayı kendisinin değil …..,’ ın elden aldığını söyleyerek eski amirini zan altında bıraktığı, (…..,’ ın parayı almadığını ve müşterinin de parayı davacıya verdiğini daha önce beyan ettiği), sevk irsaliyelerini kesip müşteriye gönderdiği halde muhasebeye göndermesi gereken suretleri imha ettiği veya gizlediği, bu irsaliyelere göre fatura kesilmesi için gerekli fiyat bilgilerini muhasebeye vermediği, fabrikaya ait kendisine imza karşılığı teslim edilen sevk irsaliyeleri mevcut olduğu halde bisküvi ve şekerleme tesisine ait irsaliyeleri gizlice alıp kullandığı, kesilecek irsaliyeleri …..,’ ye tek tek kendisinin verdiği halde hangi seri numaralı irsaliyenin kesildiğinden haberinin olmadığını söylediği, sevkiyat sorumlusu Adem Bilici’ ye bazı müşterilere sevk edilecek malzemeler kamyona yüklenirken kayıt dışı malzeme yüklemesi için telkinde bulunduğunun tespit edildiği, bunun maddi çıkara sağlamak için yapıldığı gerekçeleriyle 4857 Sayılı İş Kanununun 25/2-e maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiği anlaşılmaktadır. Disiplin Kurulu tarafından soruşturma sırasında dinlenen …., davacının kendisine bazen açıktan birkaç top kumaş yükleme teklifinde bulunduğunu, kendisinin kabul etmediğini, davacının ise “ bizi işten çıkartacaklar, bari yolumuzu bulalım” dediğini, kabul etmeyince de “ sen izinde iken yolumu bulurum ben de ” dediğini, farklı numaratörlü boş irsaliye getirdiğinde kendisine sorduğunu ve “bir şey olmaz” dediğini, davacının çalıştığı firmaya irsaliye düzenlediğini, daha sonra davacının irsaliyeyi değiştirip kumaşı iptal ettiğini, irsaliye numaralarını kapı çıkış fişine yazmasını istemediğini belirtilmiştir. … Bahçeci ise; sentetik ve bisküvi fabrikalarının irsaliyelerin karışmasının mümkün olmadığını, olayın olduğu zamanlarda birkaç gün hasta olduğunu, irsaliyeler kilitli olmadığı için alınmış olabileceğini, irsaliye gelmeden fatura kesme işleminin şimdiye kadar hiç yaşanmadığını belirtmiştir.
Yargılama sırasında kesin mehile rağmen delil bildirmeyen davalı işveren feshin haklı nedene dayanmadığını kanıtlamış olmasa da, dosyaya sunulan disiplin kurulu kararı ve diğer belegelere göre davacının eylemleri ile iş ilişkisinin temelini oluşturan güven ilişkisi önemli derecede sarsılmıştır. Bu nedenle davalı işverence yapılan feshin geçerli nedene dayandığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalıların yaptığı 30,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 14.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.