YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/16033
KARAR NO : 2011/8984
KARAR TARİHİ : 30.12.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili,davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını,iş akdinin Dünyada ve Türkiye’de etkisini gösteren ekonomik kriz nedeniyle feshin son çare olması ilkesine uyularak geçerli sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece,iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi halinde 4857 sayılı Yasanın 17. maddesinde belirtilen bildirim süresi ile 27. Maddesi gereğince işçiye verilmesi gereken zorunlu yeni iş arama izinlerinin yıllık ücretli izin süreleriyle iç içe giremeyeceği, buna göre davalı işverence davacı işçiye verilmesi zorunlu yeni iş arama izinleri, yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe giremez kuralına aykırı olarak davacıya ihbar öneli içinde yıllık izin kullandırılması nedeniyle davacıya usulüne uygun önel verilmediğinin kabul edilmesi gerektiği ve dava açma süresinin başlangıcının izin bitim tarihi sayılması gerektiği, bu durumda davanın süresinde açıldığı, fesih bildiriminde somut ve geçerli ya da haklı herhangi bir sebep gösterilmediği nedeniyle iş akdinin feshinin geçersiz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraflar avukatlarınca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalının temyizine gelince;
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı ve davanın bir aylık yasal süresi içinde açılıp açılmadığı uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Taraflar anlaşırlarsa işçi aynı sürede uyuşmazlığı özel hakeme götürebilir.
Bir aylık dava açma süresi hak düşürücü nitelikte olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Dairemizce bir aylık dava açma süresinin başlangıcı fesih iradesinin işçiye ulaştığı tarih olarak kabul edilmektedir.
Dosya içeriğinden, davacının 01.03.1989-24.09.2010 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde işçi olarak çalıştığı, iş akdinin 30.07.2010 tarihli fesih bildirimi ile, personel fazlalılığı gerekçesiyle ihbar öneli kullandırılarak 24.09.2010 tarihinden itibaren geçerli nedenle feshedildiği, İş Kanununa uygun olarak iş arama izninin günlük 2 saat olarak kullandırılacağının belirtildiği, davacının 31.07.2010-16.08.2010 tarihleri arasında 13 gün ihbar öneli izni, 16.08.2010-24.09.2010 tarihleri arasında 30 gün yıllık ücretli izin kullandığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, iş akdinin 30.07.2010 tarihli fesih bildirgesi ile 24.09.2010 tarihinden itibaren önelli olarak feshedildiği, fesih bildiriminin 30.07.2010 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davanın 22.10.2010 tarihinde bir aylık yasal süresi içinde açılmadığı ortadadır. Mahkemece, 4857 sayılı Yasanın 59. maddesinde düzenlenen, “İşveren tarafından iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde 17′ nci maddede belirtilen bildirim süresiyle, 27 nci madde gereğince işçiye verilmesi zorunlu yeni iş arama izinleri yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe giremez.” hükmünün ihbar tazminatının belirlenmesine ilişkin ihtilaflara ilişkin olduğu, işe iade davasının dava açma süresi yönünden uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden yanlış değerlendirme ile davanın süreden reddi yerine kabulüne yönelik yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-)Yerel mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-)Davanın bir aylık yasal süresi içinde açılmaması nedeniyle REDDİNE,
3-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-)Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 37,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200.- TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 30.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.