Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2011/14235 E. 2012/12434 K. 05.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/14235
KARAR NO : 2012/12434
KARAR TARİHİ : 05.06.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı işçi, 01.07.2006-16.05.2011 tarihleri arasında davalı şirkete bağlı olarak Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin geçerli ve haklı nedene dayanılmaksızın işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, güvenlik görevlisi olarak görev yapmakta olan davacı işçinin, görevinin gerektiği şekilde yerine getirmeyerek, işin güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü, 30.04.2011 tarihinde görev yaptığı hastanede silahla tehdit ve darp eylemlerinin yaşanmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenle iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/ II maddesi (h) ve (ı) alt bentleri gereğince haklı sebebe dayalı feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, feshe konu olan ve 30.04.2011 tarihinde iş yerinde yaşanan olay esnasında davacının silahsız bir güvenlik görevlisinden beklenebilecek davranışları gösterdiği ve işin güvenliğini tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İş sözleşmesinin, işçinin kendi isteği ile veya işini savsaması sonucu işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi nedeniyle ve haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde, işçinin isteği ile ya da işini ihmal etmesi sonucu işyerindeki işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi hali işverenin haklı fesih nedenleri arasında gösterilmiştir.
İş güvenliği hükümleri, işçi sağlığı ve güvenliğini korumaya yönelik titizlikle uyulması gereken kurallardır. Bu konuda işverenin alması gereken tedbirlerin yanında işçinin de yükümlülükleri vardır. İşçinin kasıtlı bir davranışı ya da görevini savsaması sonucu işin güvenliği yönünden bir tehlike meydana gelmesi durumunda, işveren açısından derhal “haklı nedenle fesih hakkı” ortaya çıkar.
Somut olayda, güvenlik görevlisi olarak çalışmakta olan davacının iş akdinin, içerisinde alkollü şahısların bulunduğu 2 aracı hastane içerisine alması, yasak olmasına rağmen güvenlik denetiminin yapıldığı kamera odasında kahvaltı yapması ve alkollü olan şahısları da kamera odasına alarak orada bulunan … isimli bir başka güvenlik görevlisine silah ve bıçak ile saldırılmasına sebebiyet vermesi nedeni ile feshedildiği anlaşılmaktadır.
Dosya içerisine ibraz edilen vardiya çizelgesinde, davacının olay tarihinde güvenlik için denetim yapılan giriş kapısı–çıkış kapısı ve X-Ray cihazında görevli olduğu anlaşılmaktadır. İş akdinin eki niteliğinde imzalanan uyulması gereken kurallara ait listede güvenlik görevlilerinin görev alanlarını izinsiz terk etmeleri, ihtiyaç giderme esnasında kamera odasına girmeleri ve gizlilik nedeni ile kamera odasına dışarıdan gelen yabancı kişilerin alınmasının kesinlikle yasaklandığı görülmektedir.
Davacının fesih öncesinde alınan yazılı savunması ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/16312 sayılı Soruşturma dosyasında alınan beyanları ile de, olay tarihinde daha evvel amirlerinin arkadaşı olması nedeni ile tanıdığı alkollü şahısların içerisinde bulunduğu 2 araca hastane girişindeki bariyerleri açarak içeri girmelerine sebebiyet verdiği, kahvaltı yapmak amacı ile bulunduğu kamera odasına bu şahısları davet ettiği ve sonrasında bu şahıslar ile iş yerinde çalışan diğer bir işçi arasında yaşanan tartışmanın kavgaya dönüştüğü, işverenin diğer işçisinin silah ile tehdit ve darp edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının olay esnasında, silahsız bir güvenlik görevlisinden beklenebilecek davranışı gösterdiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacının olay öncesinde görevli bulunduğu güvenlik noktasında gerekli özeni ve dikkati göstermeksizin silahlı oldukları anlaşılan bir grup kişinin silah ile hastane içerisine girmelerine sebebiyet verdiği, yasaklanmış olmasına rağmen kamera odasında kahvaltı yaptığı ve alkollü olan bu şahısların da kamera odasına girmesine izin verdiği, davacının bu eylemlerinin önemli bir güvenlik zafiyeti olduğu, her ne kadar olayın gelişiminde yaşanan silahla tehdit ve darp olayı sırasında duruma müdahale etmediği hususunda net bir delil bulunmuyorsa da, başlangıçta gösterdiği dikkatsizlik ve özensizlik sonucunda oluşan güvenlik zafiyeti nedeni ile hastane içerisinde silahlı tehdit ve darp olayın yaşandığı ve olay neticesinde davalı iş verinin diğer bir işçisinin yaralandığı sabittir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, davacının işini ihmal etmesi sonucu iş yerindeki işin güvenliğini tehlikeye düşürdüğünün ve iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendi gereğince haklı sebebe dayalı feshedildiğinin kabulü gerekir davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 30,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 05.06.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi.