Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2011/10836 E. 2011/6509 K. 01.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10836
KARAR NO : 2011/6509
KARAR TARİHİ : 01.12.2011

MAHKEMESİ : İskenderun İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/06/2011
NUMARASI : 2009/38-2011/828
Davacı; davalılardan E.C.Madencilik’e ait işyerlerinde çalıştığı dönemlerde 3417 sayılı yasa gereğince ücretinden kesilen tasarruf kesintilerinin katkı payları ile bunlara tekabül eden nema ve işveren katkı payları ve faizlerinin ödenmediğini, tasarruf kesintileri ve nema alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı işveren; davanın reddini savunmuştur.
Davalı Hazine; sorumluluklarının bulunmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece; 3417 sayılı yasa ile çalışanların maaşlarından yapılan kesinti ile işveren ve devlet katkı paylarının her ay kesilerek açılacak tasarrufu teşvik hesabına yatırılacağının hüküm altına alındığını, daha sonra yürürlüğe giren 4853 sayılı yasa ile 3417 sayılı yasanın yürürlükten kaldırıldığı, yasa ile tasarruf teşvik hesaplarına dair tüm varlık ve yükümlülüklerin Hazine Müsteşarlığı’na devredildiği, bu nedenle ana para ve nema alacaklarından Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın sorumlu olduğu, davacının ödenmeyen tasarrufu teşvik kesintisi ve nema alacağının bulunduğu gerekçesiyle davalı işveren aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, dahili davalı Hazine Müsteşarlığı aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı Hazine Müsteşarlığı tarafından temyiz edilmiştir.
29.04.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanunun 10.maddesi ile 3417 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
4853 sayılı Kanunun 1.maddesinde amacının, 3417 sayılı Kanun uyarınca açılmış bulunan Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabında biriken paraların tasfiyesi ve bu hesaptan hak sahiplerine yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esasların belirlenmesi olarak açıklanmıştır.
4853 sayılı Kanunun 8.maddesinde, Kurumun haciz yoluyla tahsil ettiği tasarruf teşvik kesintisi ile katkı payını ilgilinin …. Bankası nezdindeki hesabına yatırmakla yükümlü olduğu belirtildiğinden, haciz yoluyla tahsil edilen miktar yönünden işverenin
tasarrufu teşvik kesintisi ve nema alacağından sorumlu olduğu kabul edilemez. Aksi halde, işverenin aynı borç sebebiyle mükerrer şekilde sorumluluğuna gidilmiş olunur.
13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu Geçici 5.maddesinde yer alan “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile sermayesinin yüzde ellisinden fazlası belediyelere ait şirketlerin, 31.12.2004 tarihi itibariyle kamu kurum ve kuruluşlarından olan kamu ve özel hukuka tâbi alacakları, bunların diğer kamu kurum ve kuruluşlarına olan borçlarına karşılık olmak üzere 31.12.2005 tarihine kadar takas ve mahsup edilir. Bakanlar Kurulu bu süreyi altı aya kadar uzatmaya yetkilidir. Bu madde kapsamındaki alacak ve borç ifadesi bu alacak ve borçlara ilişkin fer’ileri ve cezaları da kapsar.
Yukarıdaki fıkra kapsamında yer alan kuruluşların takas ve mahsup işlemine konu olan veya olmayan borçları, genel bütçe vergi gelirlerinden her ay ayrılacak paylarının yüzde kırkını geçmemek üzere kesinti yapılarak tahsil edilir.” hükmü ve 2005/8928 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yer alan esaslar çerçevesinde, Kurumca icra kanalı ile tahsil edilmeyen ve tüm işçileri kapsayan tasarrufu teşvik kesintilerini de kapsayan belediyelerin Sosyal Sigortalar Kurumu’na ve diğer kurumlara olan borçlarının ödenmesi ile ilgili olarak Belediyeler ile Hazine Müsteşarlığı arasında uzlaşmaya varılmış ise ilgili belediyenin genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylarından her ay taksitler halinde kesilmek suretiyle borçların tasfiyesi işlemleri başlatılmaktadır.
Uzlaşma kapsamında tahsil edilecek tasarruf teşvik kesintisi ile katkı payını tahsil eden tasarruf teşvik kesintisi, işveren katkı payı ve bunların neması işçiye ait bir hak olsa da; yasa gereği, işverenden tahsil yükümü Sosyal Güvenlik Kurumuna ait olmakla, Kurum tarafından tasarruf teşvik kesintisinin uzlaşma kapsamında tahsiline başlanmış olması halinde işverenin yükümlülüğünün devam ettiğinden söz edilemez. Aksi halde, belediyelerin aynı borç sebebiyle mükerrer şekilde sorumluluğuna gidilmiş olacaktır.
Hal böyle olunca, 5393 Sayılı Kanunun 5.maddesi kapsamında uzlaşma kapsamına alınan tasarrufu teşvik kesintisi, katkı payı ve nema alacaklarından sorumluluğun S.G.K. ve Hazineye ait olduğu kabul edilmelidir.
Böylece belediyelerin sorumluluğunda bulunan tasarrufu teşvik kesintisi, katkı payı ve nema alacaklarının uzlaşma kapsamına alınan borç miktarı kadar sorumluluğu ortadan kalkacağından husumetin de Hazineye yöneltilmesi gerekecektir.
Hazinenin ise, belediyelere ait tasarrufu teşvik kesintisi, katkı payı ve nema alacaklarına ilişkin borçlarını yapılan uzlaşma kapsamında davalı belediyenin genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylarından her ay taksitler halinde kesilmek suretiyle S.G.K.’na ödemesi halinde, ödediği miktar kadar sorumluluğun S.G.K.’na ait olacağı her türlü duraksamadan uzaktır.
Yukarıda belirtilen yasal ve hukuksal gerekçeler özellikle Dairenin son uygulamaları ve HGK.nun 23.12.2009 T ve 2009/480-596 sayılı kararı uyarınca dava konusu tasarrufu teşvik ve nema alacaklarından 5393 Sayılı Kanunun 5.maddesi anlamında uzlaşma yoluna giden Belediye işverenleri açısından sorumluluğun Hazine Müsteşarlığında olduğu kabul edilmelidir. Anılan yasa uyarınca uzlaşma yoluna gitmeyen Belediye işyerleri ile diğer kamu ve özel sektör işyerleri için işverenin sorumluluğu devam etmektedir.
Somut uyuşmazlıkta davalı işveren belediye ya da bağlı kuruluş değildir. Buna göre davalı Hazinenin değil işverenin sorumluluğu kabul edilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 01.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.