Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2011/10743 E. 2011/9017 K. 30.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10743
KARAR NO : 2011/9017
KARAR TARİHİ : 30.12.2011

MAHKEMESİ : Bakırköy 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/05/2009
NUMARASI : 2007/97-2009/403
Davacı vekili, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine dair kesinleşen mahkeme kararından sonra davacının süresi içinde başvurduğu halde işverence işe başlatılmadığını, dört aylık boşta geçen süre ücreti ve dört aylık işe başlatmama tazminatının ödenmediğini, alacağın Bağcılar 2. İcra Müdürlüğünün 2006/13995 Esas sayılı takibi ile icraya konulduğunu, davalı tarafın haksız ve kötü niyetle takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %40 icra tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının talebi üzerine davalı şirkete ait işyerinde fiilen işe başlaması gerektiğinin davacıya bildirildiğini, davacının işe iade talebinde bulunduğu 1.11.2006 tarihinde, başvurunun müvekkil şirkete ulaştığı 3.11.2006 tarihinde ve işe çağrıldığı 23.11.2006 tarihinde uzun bir süredir başka bir işyerinde çalışmakta olduğunu, davacının sadece işe iade kararında belirtilen ücret ve tazminatları alabilmek için gerçek ve samimi olmayan bir başvuruda bulunduğunu, işe başlamak için hazır da olmadığını, bu nedenle feshin geçerli hale geldiğini, şirketin yaptığı itirazın hukuka uygun olduğunu, davacının itiraza konu icra takibini kötü niyetli yapmış olduğunu, takipte belirtilen alacakların likid olmadığını, yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenlerle icra inkar tazminatı talebinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddini, haksız ve kötüniyetli davacı aleyhine %40 tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı işverenin davacıdan diğer işyerinden ayrıldığına dair ilişik kesme belgesi isteyerek davacıyı işe başlatmak için şart öne sürdüğü, şarta bağlı işe başlatma talebinin geçerli olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti ve diğer hakların davacıya ödenmesine, icra inkar tazminatının alacak likid olmadığından reddine karar verilmiştir.
Karar taraflar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak
için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez.
4857 sayılı Kanun’nun 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde feshin geçersizliği davasında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez.
İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır. İhbar ve kıdem tazminatı ile iş güvencesi tazminatı belirtilen fesih tarihindeki emsal işçi ücretine hesaplanır.
İş sözleşmesi geçersiz nedenle feshedilen işçinin süresinde başvurusuna rağmen işe başlatılmaması veya başlatılması halinde çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları geçersiz sayılan feshi izleyen dönem ücretine göre hesaplanmalıdır.
Dosya içeriğinden, Bakırköy 3. İş Mahkemesinin 2006/266 Esas 2006/408 Karar sayılı dosyasında, davacının davalı işverene karşı işe iade davası açtığı, mahkemece, davanın kabulü ile, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, davacının yasal sürede başvurusuna rağmen işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının dört aylık brüt ücret tutarı olarak belirlenmesine, davacının işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde kazanılacak olan ve kararın kesinleştiği tarihe kadar gerçekleşen en çok dört aya kadar ki ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği, kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 18.09.2006 tarihli ilamı ile onandığı, keşinleşen kararın davacıya 30.10.2006 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 01.11.2006 tarihinde işe iade talebinde bulunduğu, işverence 14.11.2006 tarihinde, 23 Kasım 2006 tarihinde saat 09.00 da ……. adresinde kurulu bulunan işyerinde fiilen işe başlaması gerektiğinin bildirildiği, davacının 23 Kasım 2006 tarihinde …… adresinde kurulu bulunan işyerine geldiği, işe giriş bildirgesini imzaladığı, SGK kayıtlarında başka bir işverene ait işyerinde çalıştığı görüldüğünden aynı gün saat.17.00’a kadar halen çalıştığı işyerinden ilişiğinin kesildiğine dair belge getirmesi gerektiğinin taraflarca tutanak altına alındığı, davacının tutanağı imzalamadığı, imzadan imtina ettiği, işverence davacının mesai saati sonuna kadar söz konusu belgeleri getirmediği ve şifahi de olsa herhangi bir bilgi vermediği nedeniyle 4857 Sayılı İş Kanununun işe iade ile ilgili hükümleri kapsamında davacının yapmış olduğu iş başvurusunun samimi ve iyi niyetli olmadığı sonucuna varıldığı ve davacıya ihtar çekildiği, davacının Bakırköy 10. İcra Müdürlüğünün 2006/13995 Esas sayılı takip dosyası ile 29.512,00 TL alacağının tahsili için davalı aleyhine ilamlı takip yaptığı, davalının süresinde borca itiraz ettiği, davacının süresinde bu davayı açtığı, SGK kayıtlarına göre davacının işe iade başvuru tarihi öncesi ve başvuru tarihinde başka bir işyerinde çalışıyor olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, işverenin davacıdan halen çalıştığı işyerinden ilişiğinin kesildiğine dair belge getirmesini istemesinin işe başlatmayı şarta bağlama şeklinde değerlendirilemeyeceği, davacının işe iade yönündeki talep tarihinde başka işyerinde çalışıyor olması ve bu işyerinden ilişiğinin kesildiğine dair belge sunmaması nedeniyle başvurusunda ciddi ve samimi olmadığı, gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yaptığı başvurunun geçerli bir işe iade başvurusu olarak kabul edilemeyeceği dikkate alınmadan yanlış değerlendirme ile davanın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.