YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10466
KARAR NO : 2012/12088
KARAR TARİHİ : 01.06.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, şube müdürü olarak içeriğini bilmediği ve işlemediği bir suçtan dolayı gözaltına alındığını Ayvalık Sulh Ceza Mahkemesinin 06.02.2010 tarih ve 2010/13 sorgu sayılı kararı ile hakkında her hangi bir dava açılmadan sekiz ay cezaevinde şüpheli sıfatı ile tutuklu kaldığını, 21.09.2010 tarihinde tahliye olduğunu, tutuklu kaldığı süreye kadar davalı nezdinde kesintisiz çalıştığını davalı banka genel müdürlüğü 28.03.2010 tarihli olur ile tutuklanması ve gözaltına alınması sebep gösterilerek iş sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, personelin her hangi bir suçtan dolayı gözaltına alınması veya tutuklanması halinde İnsan Kaynakları Yönetmeliği 44. madde gereği devamsızlığın işçinin kıdemine göre öngörülen ihbar süresini aşması durumunda iş sözleşmesinin feshedileceğinin belirtildiği, 02.02.2010 tarihinde tutuklanan ve sekiz hafta ihbar süresi geçen davacının iş sözleşmesinin 06.04.2010 tarihli bildirim ile sona erdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının 02.02.2010 tarihinde tutuklandığı, 23.03.2010 tarihli olur ile 8 haftalık ihbar süresi olan ellialtı gün dolmadan iş sözleşmesinin feshedildiği, feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Taraflar anlaşırlarsa işçi aynı sürede uyuşmazlığı özel hakeme götürebilir.
Bir aylık dava açma süresi hak düşürücü nitelikte olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Dairemizce bir aylık dava açma süresinin başlangıcı fesih iradesinin işçiye ulaştığı tarih olarak kabul edilmektedir.
Somut olayda , davacının 06.06.1989 tarihinden iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar Şube Müdürü olarak çalıştığı, 02.02.2010 tarihinde gözaltına alınarak 06.02.2010 tarihinde tutuklandığı, işe devamsızlığının 4857 sayılı Kanun’un 17. maddesindeki bildirim süresini aşması nedeni ile iş sözleşmesinin 23.03.2010 tarihil olur ile feshedildiği anlaşılmaktadır. 06.04.2010 tarihinde davacıya fesih bildirimi tebilğ edilmek istenmiş tebellüğden imtina etmesi sebebi ile tutanak tutulmuştur. Davacı 06.02.2010 ve 21.09.2010 tarihleri arasında tutuklu kalmıştır. Davacı tahliye olduktan sonra 14.01.2011 tarihli dilekçesi ile bankaya müracaat ederek, 06.04.2010 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiğini, iş sözleşmesi feshi ile ilgili yazının mahkemeye sunulmak üzere tarafına verilmesini istemiştir. Dava 17.02.2011 tarihinde açılmış olup Fesih öğrenme tarihi 06.04.2010 ya da 14.01.2011 tarihleri kabul edildiğinde dahi bir aylık dava açma süresi kaçırılmıştır. Davanın reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 45,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 01.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.