Yargıtay Kararı 22. Ceza Dairesi 2015/9730 E. 2015/8197 K. 02.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/9730
KARAR NO : 2015/8197
KARAR TARİHİ : 02.12.2015

Tebliğname No : 2 – 2012/161945
MAHKEMESİ : Ordu 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/04/2012
NUMARASI : 2011/171 (E) ve 2012/346 (K)
SUÇ : Hırsızlık, suç eşyasının satın alınması

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık M.. G..’nin soyadının kısa karar ve hüküm fıkrasına ”Cebeci” olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi olanaklı yazım hatası kabul edilmiştir.
I-Sanık C.. Ç.. hakkında mağdurlar Z.. A.., L.. K.. ve Ç.. K..’e; sanık S.. Ö.. hakkında ise mağdur Nuri Sert’e yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanık C.. Ç..’nın mağdur L.. K..’a ait eve elektrik direğinden çekilen kullanım gereği açıkta bırakılmış eşya niteliğindeki elektrik kablosunu kesip alması, yine mağdur Z.. A..’e ait sıva aşamasındaki kapısı olmayan inşaat halindeki bina içerisinde dairelere çekili kullanım gereği açıkta bırakılmış eşya niteliğindeki elektrik kablosunu sökerek alması şeklinde gerçekleşen olaylarda; eylemlerinin TCK’nın 142/1-e maddesine uyduğu gözetilmeden aynı yasanın 141/1 maddesi ile uygulama yapılması karşı temyiz bulunmadığından; sanık C.. Ç..’nın mağdur Ç.. K..’e ait inşaat halindeki binaya alt kattaki dükkan içerisindeki demir kapı kilitli olduğundan kurulan iskeleden girerek duvara döşeli kullanım gereği açıkta bırakılmış eşya niteliğindeki elektrik kablolarını çaldığı, sanık Savaş’ın ise mağdur Nuri Sert’e ait yüzde sekseni bitmiş inşaata girerek dairelere çekili vaziyetteki kullanım gereği açıkta bırakılmış eşya niteliğindeki elektrik kablolarını çaldığının anlaşılması karşısında; mağdurlar Ç.. K.. ve Nuri Sert’e ait inşaatların bina kapsamında olup olmadıklarına ilişkin mahallinde keşif yapılıp sonucuna göre sanıklar hakkında anılan mağdurlara yönelik kurulan hükümlerde TCK’nın 142/1-b maddesi ile uygulama yapılıp yapılmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, mağdurlara ait inşaatlardan çalınan kabloların dairelere çekili olması sebebiyle eylemlerinin kullanım gereği açıkta bırakılmış
eşya niteliğindeki elektrik kablolarını çalmasından dolayı aynı yasanın 142/1-e maddesine uyması nedeniyle sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamış, Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının infazda gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre sanıklar C.. Ç.. ve S.. Ö.. müdafiilerinin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle, eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin ONANMASINA,
II-Sanık C.. Ç.. ve S.. Ö.. hakkında mağdurlar M.. Ç.. ve N.. K..’a yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
01.02.2011 tarihli olay yeri inceleme raporu içeriği ile mağdur M.. Ç.. ve tanık A.. Ş..’in beyanları da gözetilerek, sanıklar C.. Ç.. ve S.. Ö..’ın mağdur M.. Ç..’e ait dış cephesi tamamlanmış, iç kısımlarda yapım ve inşası devam eden giriş kapı ve aydınlatma PVC yapım pencereleri takılı, olay günü dış giriş demir kapısı kilitli olan bina niteliğindeki inşaata girerek merdivenlerde bulunan 500 metre uzunluğundaki elektrik kablosunu çalmaları şeklinde gerçekleşen olayda, sanıklar hakkında anılan mağdura yönelik eylemleri sebebiyle TCK’nın 142/1-b maddesi ile uygulama yapılmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bu hususa ilişkin düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya kapsamına göre diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Mağdur M.. Ç..’in 08.04.2011 tarihli ilk oturumda alınan beyanında, olay nedeni ile uğradığı 3.000 TL zararının sanık S.. Ö..’ın ailesi tarafından karşılandığını belirtmesine karşın zararının ne zaman karşılandığı hususunda açıklamada bulunmadığı gibi bu hususun mağdura açıkça sorulmadığı, dosya kapsamından mağdurun zararının soruşturma aşamasında mı yoksa kovuşturma aşamasında mı karşılandığının da belirlenemediğinin anlaşılması karşısında; mağdur M.. Ç..’in usulüne uygun duruşmaya katılımı sağlanarak mağdura zararının hangi tarihte karşılandığı hususu açıkça sorulup sanıkların mağdurun zararını hangi aşamada karşıladıkları duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlendikten sonra sanıklar hakkında anılan mağdura yönelik eylemleri sebebiyle kurulan hükümlerde TCK’nın 168/1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, sanıkların mağdur M.. Ç..’in zararını dava açıldıktan sonra karşıladıkları kabul edilmek suretiyle haklarında TCK’nın 168/2. maddesi ile indirim yapılması,
2-Sanıkların mağdur N.. K..’a ait kapısı olmayan inşaat halindeki bina içerisinde dairelere çekili kullanım gereği açıkta bırakılmış eşya niteliğindeki elektrik kablosunu sökerek çaldıklarının anlaşılması karşısında; eylemlerinin TCK’nın 142/1-e maddesine uyduğu gözetilmeden aynı Yasanın 142/1-b maddesi ile haklarında uygulama yapılması,
3-Mağdur beyanı, sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre, suçun işlendiği zaman dilimin belirlenemediği de gözetilerek, sanıkların mağdur N.. K..’a yönelik eylemlerini geceden sayılan zaman dilimi içinde işlediklerine dair delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, yazılı şekilde sanıklar hakkında anılan mağdura yönelik kurulan hükümde 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesiyle uygulama yapılması, yasaya aykırı

4-Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
III-Sanık M.. G.. hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince;
1-08/04/2011 günlü oturumda; sanığın kendisine ait iki adet hurda alımı yapılan işyeri bulunduğu, şube niteliğinde olan ata sanayi sitesindeki işyerinde kardeşi M.. G.. ile çalışanı S.. B..’ın bulundukları, zaman zaman her iki iş yerine de gittiği, atılı suçlamayı kabul etmediği, hurda kabloların rayiç değerinden satın alındığı ve kabloların suç eşyası olduğunu bilmeyip suçlamayı kabul etmediği yolundaki savunması ile sanık S.. Ö..’ın aşamalarda özetle, alışveriş sırasında kendileri ile muhatap olan şahsın sanık M.. G.. olmadığı, sanığı zaman zaman işyerinde gördüğü, ilk üç seferinde kabloların çalıntı olup olmadığının kendilerine sorulmadığı, çalıntı ise saklayalım şeklindeki konuşmanın sanıkla değil diğer şahıslarla gerçekleştiği, sanık C.. Ç..’nın aşamalarda özetle, suça konu kablolar satın alınırken hiç bir şekilde çalıntı olup olmadığının kendilerine sorulmadığı, muhatap oldukları kişinin sanık olmadığı, üç kez gittiği hurdacıda sadece bir seferinde sanığı gördüğü şeklindeki savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, hırsızlık suçunun sanıkları Cumali ve Savaş’a suç eşyasının satın alınması eylemleri sırasında sanığın ne şekilde ilişkilendirilip suç kastıyla hareket etiğinin ve yine rayiç değerden alım yapıldığı yolundaki savunma da dikkate alındığında sanığın suç konusu kabloları satın aldığı kabul edilse bile, suç kastı ile hareket ettiğine dair delillerin nelerden ibaret olduğu karar gerekçesinde açıklanıp gösterilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
a-) Suç eşyasını satın almak suçunun, suç konusu kabloların hırsızlık suçu sonucu elde edilmesi nedeniyle, hırsızlık suçları sayısınca oluşmayıp, birden çok işlenen hırsızlık eylemlerinden elde edilen malların kısa zaman aralıkları içinde değişik tarihlerde satın alındığının anlaşılması karşısında; 2011/171 sayılı asıl dosya ve bu dosya ile birleşen 2011/172-173-174-175 sayılı dava dosyalarının suç tarihleri ve iddianame tarihleri de gözetilerek, sanığın eylemini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirdiği ve eylemlerinin TCK’nın 165. ve 43. maddeleri kapsamında zincirleme biçimde işlenmiş suç eşyasını satın almak suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde her bir mağdura yönelik ayrı ayrı suç eşyasını satın alma suçundan hüküm kurulması,
b-)Sanık hakkında suç eşyasının satın alınması suçundan temel ceza tayin edilirken, hapis cezası ile birlikte adli para cezasına da hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
c-)Adli sicil kaydında, tekerrüre esas eski hükümlülüğü bulunduğu ve koşulları oluştuğu halde, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması,
d-)Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanıklar C.. Ç.., S.. Ö.. ve M.. G.. müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 5320 sayılı kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanıklar C.. Ç.. ve S.. Ö.. hakkında mağdur N.. K..’a yönelik hırsızlık ve sanık M.. G.. hakkında suç eşyasını satın alma eylemleri nedeniyle kurulan hükümler bakımından ceza miktarı yönünden kazanılmış haklarının korunmasına, 02/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.