Yargıtay Kararı 22. Ceza Dairesi 2015/7999 E. 2015/6445 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7999
KARAR NO : 2015/6445
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2011/261221
MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2010
NUMARASI : 2009/137 (E) ve 2010/1115 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Olay gecesi katılanın bodrum katında bulunan ikametine oturma odası penceresi zorlanarak girilmesi ve ikamette bulunan 2 adet cep telefonu, otomobil kontak anahtarı ve ruhsat alındıktan sonra katılanın yolda park halinde bulunan otomobilinin bu anahtar ile kilidi açılarak çalınması şeklinde gelişen olayda; aynı gün içerisinde yol kontrolü yapan kolluk görevlileri tarafından otomobilin terk edilmiş halde bulunduğu ve yapılan incelemede otomobilde yedi adet parmak izinin tespit edildiği, bu izlerden otomobil sağ arka kapı dış yüzeyinden elde edilen üç adet parmak izinin AFİS ortamında yapılan taramasında başka olay nedeniyle parmak izi alınan sanığa ait olduğunun anlaşıldığı, sanığın kovuşturma aşamasında alınan savunmasında, olay günü Murat Tekin adlı arkadaşının kullandığını söylediği otomobille yanına geldiğini, kendisinin de gezme amacıyla yolcu olarak otomobile bindiğini, parmak izlerinin bu nedenle çıkmış olabileceğini belirttiği, sanığın ayrıca hükümden sonra Edirne’de askerlik hizmetini yapmakta iken çarşı izninde olduğu sırada da, soruşturma aşamasında düzenlenen bahse konu parmak izi raporuna istinaden kendi bilişim sistemleri üzerinde sanık adına arama kaydı oluşturulması sebebiyle bir kere daha yakalandığı ve aynı olaya ilişkin askerî birlikte alınan ifadesinde ise, otomobille olay günü yanına geldiğini belirttiği arkadaşının ismini “soyadını bilmediği ” olarak söylediği anlaşıldığından; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi açısından;
1- Sanığın kovuşturma aşamasında ve hükümden sonra alınan ifadeleri kendisine okunarak, olay günü otomobille yanına geldiğini söylediği kişinin açık kimlik ve iletişim bilgileri kendisine sorulup ifadeler arasındaki çelişki giderildikten sonra, gerçekte böyle bir kişinin olup olmadığının belirlenmesi, varsa bu kişinin temini ile parmak izleri de alınıp dava konusu olayla ilgili tanık olarak ifadesinin tespiti,
2- Küçükçekmece Emniyet Müdürlüğü’nün 24.09.2008 tarihli tutanağına göre, katılanın oturma odası penceresinden elde edilen iki adet parmak izinin benzerine rastlanılmadığının belirtildiği, bu tutanaktan sonra düzenlenen 16.12.2008 tarihli parmak izi inceleme raporu içeriğine göre ise, sanığın başka bir olay nedeniyle parmak izinin AFİS sistemine 21.11.2008 tarihinde kaydedildiği, ancak aynı raporda sadece otomobilden elde edilen parmak izleri üzerinde inceleme yapıldığı ve pencereden elde edilen parmak izleri ile karşılaştırma yapılmadığı anlaşıldığından; sanıktan ve ifadesinde adı geçen diğer kişiden temin edilecek parmak izleri ile, katılanın oturma odası penceresi üzerinden alınan iki adet parmak izinin karşılaştırması yapılarak, aralarında benzerlik olup olmadığının belirlenmesi,
3- Katılanın belirttiği iki adet hattın takılı olduğu her iki telefonun IMEI numaralarının tespiti açısından soruşturma aşamasında ilgili GSM operatörlerine müzekkere yazıldığı, bu telefonlardan biri için gönderilen cevap yazısında da IMEI numarası bildirilmesine rağmen, bahse konu telefonun olaydan sonraki kullanımlarının belirlenmesi için GSM operatörüne yazılan müzekkerede IMEI numarasının “354…” yerine “345…” şeklinde hatalı yazıldığı ve gelen yazı cevabında bu telefonun kullanılmadığının belirtildiği anlaşıldığından; gerektiğinde her iki telefonun olaydan önce takılı oldukları telefonların IMEI numaralarının ve olaydan sonraki kullanıcıların kimler olduğu hususlarının Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan sorulup araştırılması, sonucuna göre her iki telefonu kullanan kişilerin bu hususta ifadelerinin temini,
Sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
4- Sanığın oturma odası penceresini zorlayarak eve girdiği ve evden çaldığı anahtarla eylem kesintiye uğramaksızın katılana ait aracı da çaldığı, bu haliyle eylemin 5237 sayılı TCK’nın 142/2-d maddesinde düzenlenen haksız yere elde bulundurulan anahtarla kilit açmak suretiyle hırsızlık suçuna vücut verdiği halde, eylem yanlış nitelendirilerek daha az cezayı öngören 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesinden hüküm kurulması,
5- Katılanın soruşturma aşamasındaki ifadesinde, olay gecesi 00:30’da uyuyup sabah 07:30’da kalktığında hırsızlığı fark ettiğini söylemesi ve kolluk görevlilerinin tutanağına göre de katılana ait aracın saat 11.30 sıralarında terk edilmiş halde bulunduğunun tespit edilmesi, UYAP kayıtlarına göre İstanbul İli Küçükçekmece İlçesi’nde güneşin olay günü yaz saati uygulaması da göz önüne alındığında saat 05.47’de doğması karşısında, hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarının gece vakti işlendiği hususundaki delillerin nelerden ibaret olduğu denetime olanak verecek şekilde açıklanıp tartışılmadan, suçun gece vakti işlendiğinden bahisle TCK 143. ve 116/4. maddesi gereğince uygulama yapılması,
6- 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan (20.00 TL dahil) az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerekirken, 9.00 TL tutarındaki yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık R.. A..’ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin istem gibi BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi gereği sanığın sonuç ceza süresi yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 03/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.