Yargıtay Kararı 22. Ceza Dairesi 2015/7672 E. 2015/5764 K. 21.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7672
KARAR NO : 2015/5764
KARAR TARİHİ : 21.10.2015

Tebliğname No : 6 – 2013/105682
MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/12/2006
NUMARASI : 2006/612 (E) ve 2006/977 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, kararın nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Müştekinin zararının giderilmemesi ve sanık hakkında hükmolunan cezanın ertelenmeme gerekçesi gözetilerek, sanık hakkında CMK’nın 231. maddesi gereğince uygulama yapılamayacağı anlaşılmakla yapılan incelemede;
Müştekinin 07.12.2006 tarihli oturumda alınan beyanında, aracının pencere ve kilitlerinin orjinal olup herhangi bir arızası yada hatasının bulunmadığını belirtmesi karşısında, aracın kırılan ve orjinal olmadığı konusunda bir iddia bulunmayan kelebek camının muhkem olduğuna dair mahkeme kabulünde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, yine 31.01.2001 tarihli oto hırsızlığı müracaat tutanağı içeriğinde maddi zararın 3.000 TL olduğunun belirtilmesi ve olay tarihi itibariyle müştekiye ait aracın değeri de gözetilerek, tebliğnamedeki (1) ve (2) numaralı bozma düşüncelerine iştirak edilmemiş,
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir
Ancak;
1-Sanığın aşamalarda alınan savunmalarında suçu kabul etmediği, sanığa suça konu aracın sağ ön kapı camı iç yüzeyinde parmak izleri bulunduğu gerekçesiyle atılı hırsızlık suçunun yüklendiği ve mahkemece de bu gerekçeyle sanığın mahkumiyetine karar verilmesine karşın, hırsızlık suçuna ilişkin parmak izi karşılaştırma raporunun onaysız fotokopiden oluştuğu, aslı veya onaylı suretinin dosya içerisinde bulunmadığının anlaşılması karşısında; hükme dayanak yapılan parmak izi inceleme raporunun aslı ya da onaylı örneği getirtilmeden, sanık hakkında yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Onaysız fotokopiden oluşan 01.02.2001 tarihli olay yeri inceleme raporunun aslı ya da onaylı sureti dosya içerisinde bulundurulmadan onaysız fotokopi niteliğindeki sureti ile yetinilerek 5271 sayılı CMK’nın 169. maddesine aykırı davranılması,
3-Müştekinin 31.01.2001 tarihli soruşturma aşamasında alınan beyanında, aracını 28.01.2001 günü 19.30 sıralarında evinin önündeki park yerine parkettiğini, 30.01.2001 günü aracının yerinde olduğunu, 31.01.2001 günü 07.00 sıralarında evden çıktığında aracının yerinde olmadığını gördüğünü belirtmesine karşın 07.12.2006 tarihli oturumda alınan beyanında, aracını 20.00 sıralarında apartmana ait özel otoparka parkettiğini, 23.00 sıralarında otoparkta görevli polisler olduğunu öğrenip indiğinde aracını yerinde göremediğini ifade ettiği, soruşturma aşamasında verdiği beyanı okunup sorulduğunda bu beyanının da doğru olduğunu söylediğinin tutanağa yazıldığı, dosya içerisindeki 31.01.2001 tarihli oto hırsızlığı müracaat tutanağı içeriğinde suç tarihinin 30.01.2001 günü 19.00 ile 31.01.2001 günü 07.00 saatleri arası olarak yazıldığı, yine 01.02.2001 tarihli olay yeri inceleme raporu içeriğinde suç tarihinin 30.01.2001- 01.02.2001 tarihleri arasında muayyen bir saat gerçekleştiğinin belirtildiği, 01.02.2001 tarihli tutanak içeriğine göre ise, müştekiye ait aracın 01.02.2001 günü 10.00 sıralarında devriye görevi yapan kolluk görevlileri tarafından bulunduğunun anlaşılması karşısında; müşteki usulüne uygun duruşmaya çağrılıp soruşturma ve kovuşturma aşamasında verdiği beyanları okunarak suçun hangi zaman diliminde gerçekleştiği şüpheye yer bırakmayacak şekilde araştırılıp belirlendikten sonra sanık hakkında 5237 sayılı TCK’ya göre kurulacak hükümde TCK’nın 143. maddesinin ve dolayısıyla zamanaşımı hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Suça konu aracın suç tarihindeki değeri de gözetilerek zararın pek fahiş değerde olması sebebiyle sanık hakkında lehe kabul edilen 765 sayılı TCK’ya göre kurulan hükümde TCK’nın 522. maddesi uyarınca verilecek cezada arttırım yoluna gidilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi,
5-5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan (20.00 TL dahil) az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerekirken, 14.00 TL tutarındaki yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Ü.. Y.. ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.