Yargıtay Kararı 22. Ceza Dairesi 2015/7670 E. 2015/7401 K. 18.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7670
KARAR NO : 2015/7401
KARAR TARİHİ : 18.11.2015

Tebliğname No : 8 – 2009/38681

MAHKEMESİ : Alanya 5. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 04/11/2008
NUMARASI : 2006/892 (E) ve 2008/811 (K)

SUÇ : Hırsızlık, iftira, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müştekinin yetkilisi olduğu şantiye içerisinde kullanımı gereği açıkta duran makaraya sarılı 5 cm çapında birbuçuk ton civarında besleme kablosunu çaldığı anlaşılan sanığın eyleminin TCK’nın 142/1-e maddesine uyduğu gözetilmeden, aynı yasanın 141/1. maddesi ile hakkında hüküm kurulmak suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi,
2-Sanık müdafiinin son oturumda lehe olan yasa hükümlerinin uygulanması yönündeki talebinin 5237 sayılı TCK’nın 50 ve 51. maddelerini de kapsadığı gözetilerek, denetime olanak sağlayacak şekilde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmek suretiyle sanık hakkında kurulan hükümde olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
II-Sanık hakkında iftira ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
1-Sanığın 21.11.2005 günü jandarmada alınan beyanı öncesi ifade tutanağı başlığında ”Soruldu” olarak yazılan kısımda, gece bekçisi olarak çalıştığı cezaevi inşaatından besleme elektrik kablosunun çalınması olayı ile ilgili olarak 20.11.2005 günü alınan şüpheli ifadesinde hırsızlık olayı ile ilgili eksik ifade verdiği, adalete yardımcı olmak amacıyla 21.11.2005 günü konu ile ilgili ifade vermek istediğini beyan ettiğinin tutanağa geçirilmesine karşın, suça konu olayın meydana geldiği şantiyenin şefi olan firma yetkilisi müşteki V.. K..’in 23.11.2005 tarihli Cumhuriyet savcılığında alınan beyanında, sanığın ilk ifadesinde hırsızlık olayını görmediğini ve hırsızlık eylemi hakkında bilgisi olmadığını söylediğini, olaydan bir gün sonra şantiyeye geldiğinde Jandarma Astsubay’ın
şantiyeye gelerek, hırsızlık olayının şantiye bekçisi olan sanık tarafından görülmüş olması gerektiğinden bahisle ısrar edip sanığı sıkıştırdığını, sanığın bu sefer olay gecesi kabloların alındığı mahalden bir takım gölgeler gördüğünü fakat kimseyi tanımadığını beyan ettiğini, jandarma görevlilerinin gördüğü kişileri nasıl tanımadığı hususunda sanığa ısrarda bulunmaları üzerine sanığın kendisinin de bulunduğu ortamda mağdur A.. Y..’ın orada olduğunu fakat diğerlerini tanımadığını söylediğini, Jandarma Astsubay sanığa ”madem gördüğünü daha önceden neden söylemediğini” sorması üzerine sanığın A.. Y..’ın kendisini tehdit edip, döveceğini söylediğinden korkudan söylemediğini belirttiğinin anlaşılması karşısında; sanığın 21.11.2005 tarihli beyanını alan jandarma görevlileri tanık olarak beyanlarına başvurulup sanığın olaydan sonra 21.11.2005 tarihli ifadesinin alınmasından önce tutanağa yazılı şekilde 20.11.2005 tarihinde eksik ifade verdiğini, adalete yardımcı olmak maksadıyla ifade vermek istediğini söyleyip söylemediğinin ve müşteki V.. K..’in 23.11.2005 tarihli Cumhuriyet Savcılığında alınan beyanı açıklattırılarak sonucuna göre delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi yerine eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a-)Olay tarihinde sabıkası bulunmayan sanığa yüklenen iftira ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından somut (maddi) bir zararın bulunmadığı da gözetilerek; sanık hakkında hükümden önce 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca ve bu maddenin 6. fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7. maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; denetim olanağı verecek biçimde karar yerinde tartışılarak, anılan Kanun maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerekirken, “sanığın, mağdurun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin sureti ile tamamen giderilmemesi nedeni ile şartlar oluşmadığından CMK’nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının takdiren sanık lehine uygulanmasına yer olmadığına” biçiminde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile CMK’nın 231. maddesinin uygulanmamasına hükmedilmesi,
b)-Sanık müdafiinin son oturumda lehe olan yasa hükümlerinin uygulanması yönündeki talebinin 5237 sayılı TCK’nın 50 ve 51. maddelerini de kapsadığı gözetilerek, denetime olanak sağlayacak şekilde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmek suretiyle sanık hakkında kurulan hükümlerde olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık İ.. K.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca hırsızlık suçu yönünden ve ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 18/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.