Yargıtay Kararı 22. Ceza Dairesi 2015/5278 E. 2015/7403 K. 18.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5278
KARAR NO : 2015/7403
KARAR TARİHİ : 18.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2011/133707
MAHKEMESİ : Gaziantep 18. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2010
NUMARASI : 2010/795 (E) ve 2010/866 (K)

SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Adli sicil kaydında, tekerrüre esas eski hükümlülüğü bulunduğu ve koşulları oluştuğu halde, sanık M.. Y.. hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
I-Sanıklar hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluklarının kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihlerine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum oldukları hapis cezalarının infazları tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan, aynı maddenin c bendindeki velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar H.. K.. ve M.. Y..’ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca sanıklar hakkında kurulan hükümlerde 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde öngörülen velayet hakkından, vesayet

veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca kendi altsoyları üzerindeki yetkileri yönünden koşullu salıverilmeye; diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum oldukları hapis cezalarının infazları tamamlanıncaya kadar uygulanmasına karar verilmek suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanıklar hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
1-22.11.2010 tarihli olay yeri ve görgü tespit tutanağı ile olay yeri inceleme raporu içeriklerine göre, suça konu hırsızlığın gerçekleştiği yerin içerisinde ambalaj halinde beyaz eşya ve mobilyaların bulunduğu depo olduğunun belirtildiği, yine müştekinin 22.11.2010 tarihli soruşturma aşamasında alınan beyanında, işyerine elli metre mesafede bulunan ve içerisinde beyaz eşyalarının bulunduğu kilitli deposundan hırsızlık yapıldığını gördüğünü belirttiğinin anlaşılması karşısında; olayın gerçekleştiği müştekiye ait depoda herhangi bir ticari faaliyet yürütülüp yürütülmediği de araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği ve bu yerin ne surette işyeri sayıldığına ilişkin delillerin neler olduğu kararda tartışılmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a-) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluklarının kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihlerine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum oldukları hapis cezalarının infazları tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan, aynı maddenin c bendindeki velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi,
b-)5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan (20.00 TL dahil) az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerekirken, 20.00 TL tutarındaki yargılama giderinin sanıklardan eşit oranda tahsiline karar verilmesi,
c-)Suçu birlikte işleyen sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları yerine 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı biçimde “eşit oranda tahsiliyle hazineye gelir kaydına” biçiminde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar H.. K.. ve M.. Y..’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün isteme aykırı BOZULMASINA, 18/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.