Yargıtay Kararı 22. Ceza Dairesi 2015/4322 E. 2015/4894 K. 06.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4322
KARAR NO : 2015/4894
KARAR TARİHİ : 06.10.2015

Tebliğname No : 6 – 2011/87823
MAHKEMESİ : Adana 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : a) Asıl Karar:15.03.2010
b) Ek Karar : 14.06.2010
NUMARASI : 2009/1056 (E) ve 2010/214 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, kararın nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Gerekçeli kararın 27.04.2010 tarihinde sanığın ikametgâh adresinde babasına tebliğ edildiği ve süresinde temyiz edilmediği gerekçesiyle hükmün 05.05.2010 tarihinde kesinleştirildiği, sanığın öğrenme üzerine tutuklu bulunduğu Elazığ E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu aracılığıyla gönderdiği 21.05.2010 havale tarihli ve eski hale getirme isteği içermeyen dilekçesi ile hükmü temyiz ettiği, bunun üzerine mahkemenin 14.06.2010 tarihli ek kararıyla, temyiz isteğinin yasal süreden sonra yapıldığı gerekçesiyle sanığın temyiz isteğinin reddine karar verildiği ve ek kararın sanığa 05.07.2010 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın da ek kararın kendisine tebliğinden önce aynı Ceza İnfaz Kurumu aracılığıyla gönderdiği 18.06.2010 tarihli dilekçesi ile, gerekçeli kararın usulsüz tebliğ edilmesi sebebiyle hükümden haberinin olmadığını ileri sürüp, infazın durdurulmasını ve dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderilmesini talep ederek temyiz isteğinin reddine dair ek kararı temyiz ettiği, sanığın 05.07.2010 ve 06.07.2010 tarihli dilekçeleri ile benzer taleplerde bulunduğu, ancak bu kez de mahkemenin 21.07.2010 tarihli ek kararıyla, sanığın eski hale getirme isteğinin reddine karar verilerek bu kararın sanığa 29.07.2010 tarihinde tebliğ edildiği, mahkemenin 15.11.2010 tarihli ek kararıyla ise, gerekçeli kararın sanığa yeterli açıklamalı tebligat ile bildirilmediği gerekçesiyle, dilekçesinin öğrenme üzerine verilmiş temyiz dilekçesi olarak kabul edildiği ve infaz işlemleri durdurularak dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderildiği,
Sanığın eski hale getirme isteği içermeyen 21.05.2010 tarihli dilekçesi ile hükmü temyiz etmesinden sonra mahkemenin verdiği 14.06.2010 tarihli temyiz isteğinin reddine dair ek kararın sanık tarafından yasal süresi içerisinde 18.06.2010 tarihinde temyiz edildiği, dolayısıyla sanığın temyiz isteğinin 14.06.2010 tarihli ek karara yönelik olduğu ve
bu ek karara yönelik temyiz isteği hakkında karar verme yetkisi 1412 sayılı CMUK’nun 315/2. maddesi uyarınca, Yargıtay’ın ilgili dairesine ait olduğundan, sanığın eski hale getirme isteğinin reddine ilişkin 21/07/2010 tarihli ek karar ile dosyanın Yargıtay’a gönderilmesine ilişkin 15.11.2010 tarihli ek kararın hukuki dayanaktan yoksun ve yok hükmünde oldukları anlaşıldığından, sanığın temyiz isteğinin reddine ilişkin ek karara yönelik temyiz isteğiyle ilgili yapılan incelemede;
Kovuşturma aşamasında sanığın istinabe yoluyla yapılan sorgusunda, o tarihte tutuklu bulunduğu Elazığ Ceza İnfaz Kurumu’nu tebligat adresi olarak bildirmesine ve UYAP ortamında yapılan sorgulamada da tebligatın yapıldığı tarihte tutuklu olduğu anlaşılmasına rağmen, gerekçeli kararın sanığın bildirdiği bu adres yerine, ikâmetgâh adresinde babasına tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu, bu nedenle sanığın 21.05.2010 tarihli temyiz isteğinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek, sanığın temyiz isteğinin reddine dair 14.06.2010 tarihli ek karar kaldırılarak asıl hüküm incelenmiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan (20.00 TL dahil) az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerekirken, 10,90 TL tutarındaki yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık O.. K..’in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca, hüküm fıkrasından “sanığa yargılama gideri yüklenmesine” ilişkin kısmın çıkarılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.