Yargıtay Kararı 22. Ceza Dairesi 2015/4122 E. 2015/5677 K. 19.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4122
KARAR NO : 2015/5677
KARAR TARİHİ : 19.10.2015

Tebliğname No : 6 – 2011/76399
MAHKEMESİ : Mersin 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/09/2010
NUMARASI : 2006/670 (E) ve 2010/850 (K)
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığını ihlal

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A-Sanıklar M.. A.. ve S.. T.. hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanıkların hırsızlık suçları tamamlandığı halde teşebbüs hükümleri uygulanarak eksik ceza tayini ve sanıkların işyeri dokunulmazlığını birlikte ihlal ettiklerinin anlaşıması karşısında; haklarında TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanmaması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanıkların, TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmalarına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanıklar hakkında uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar M.. A.. ve S.. T.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine, “sanıkların TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmalarına aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanıklar hakkında uygulanmamasına,” cümlesinin
yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Sanıklar T.. T.. ve E.. K.. hakkında hırsızılık,mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığını ihlal suçları ile sanıklar M.. A.. ve S.. T.. hakkında mala zarar verme ve hırsızlık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Dosya kapsamı itibariyle diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre sanık T.. T..’nin 30/10/2008 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında; sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca düşürülmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
2- Müştekinin 12/07/2006 tarihli duruşmada şikayetinden vazgeçtiğinin anlaşılması karşısında; suç tarihi itibariyle şikayete tabi olan mala zarar verme suçu açısından sanıklar M.. A.. ve S.. T.. hakkında düşme kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Sanık E.. K..’ın kullandığı aracın olay yerine yakın bir yerde durduğu ve farının kapalı olduğunun tutanak mümzi tanıklar tarafından beyan edildiği, sanık M.. A.. ve diğer sanıkların aşamalarda işlenen suçtan sanık Ergün’ün haberi olmadığını beyan etttikleri, sanığın da üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın suçunun yakalandığı yer ile hırsızlık suçunun işlendiği işyerinin ve diğer sanıkların yakalandığı yerlerin mesafelerinin belirlenerek, sanığın suçlara iştirak etttiğine ilişkin delillerin karar yerinde şüpheye yer vermeyecek şekilde tartışılmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
4-Sanıklar S.. T.., M.. A.. ve E.. K..’ın TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmalarına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanıklar hakkında uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar T.. T.., M.. A.. ve E.. K.. müdafii ile sanık S.. T..’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden hükümlerin açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, sanıkların kazanılmış haklarının 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi gereğince korunması, 19/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.