Yargıtay Kararı 22. Ceza Dairesi 2015/3052 E. 2015/5729 K. 20.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3052
KARAR NO : 2015/5729
KARAR TARİHİ : 20.10.2015

Tebliğname No : 6 – 2010/313929
MAHKEMESİ : Kahta 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/07/2010
NUMARASI : 2009/391 (E) ve 2010/410 (K)
SUÇ Hırsızlık, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, cezaların türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya kapsamına göre diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Esasa etkili işlemlerin yapıldığı ve hükmün kurulduğu 28.07.2010 tarihli duruşma tutanağının başlangıcında duruşmaya gelen kişiler saptanırken duruşmanın “açık” yapıldığı belirtilmesine karşın, hüküm fıkrasında kanun yolu açıklanırken “kapalı” duruşmaya son verildiği belirtilerek çelişkiye yol açılması,
2- Suça sürüklenen çocuk A.. T.. hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde, suça sürüklenen çocuğun ihbar üzerine yakalandığında suçunu ikrar ederek çalınan eşyalardan 300 TL para ve cep telefonunun müştekiye iadesini sağladığının anlaşılması karşısında; mağdurdan suça sürüklenen çocuğun kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmasına rıza gösterip göstermediği sorularak, sonucuna göre suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/1-4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
3- Suça sürüklenen çocuk A.. K.. hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan kurulan hüküm yönünden, CMK’nın 231/6. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanması için, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesinin gerektiği belirtilse de, anılan maddenin 6/c fıkrasında belirtilen zarar kavramı, maddi (somut) zarara ilişkin olup, manevi nitelikteki zararı kapsamaması karşısında, suça konu cep telefonunun suça sürüklenen çocuk tarafından kolluğa teslim edildiği, çalınan altının bu suçun konusunu oluşturmadığı anlaşılmakla, “sanığın mağdurun zararını gidermediği” biçimindeki yerinde olmayan gerekçeyle CMK’nın 231. maddesi uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
4-Hükümden önce 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanunun 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK’nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan “yaptırım” ibaresinin “tedbir” olarak değiştirilip, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yörürlükten kaldırılması karşısında, hapisten çevrilen seçenek yaptırımlar bakımından hükümlerde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde, seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde hapse çevrileceğinin ihtarına karar verilmesi,
5-Suça sürüklenen çocuklara 5271 sayılı CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca, mahkemesince Baroya yazı yazılarak suça sürüklenen çocukları savunmak üzere bir avukatın görevlendirilmesi nedeniyle, soruşturma ve kovuşturma evresinde atanan zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, suça sürüklenen çocuklara, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olacak şekilde yargılama gideri olarak yükletilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar A.. K.. ve A.. T.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 20.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.