YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/180
KARAR NO : 2015/255
KARAR TARİHİ : 21.04.2015
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Sanığa yükletilen hırsızlık eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Mağdur ve oğlu …’ın beyanları ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın mağdura ait evde mağdurla karşılaştıktan sonra kaçması üzerine mağdurun oğlu olan tanık …’ı çağırdığı ve tanığın eve gelip babası olan mağdurdan olayı öğrenerek sanığı aramaya çıktığı, arama sırasında komşuları olan ..’e ait evden hırsız olduğuna dair bağrışma seslerini duyup komşularının evine gittiğinde sanığı yakaladıklarını gördüğü, sonradan gelen mağdurun da sanığı görüp hırsızlığı yapan şahıs olarak teşhis ettiğinin anlaşılması karşısında; kesintisiz takip olmaması nedeniyle suçun tamamlandığı dikkate alınmadan 5237 sayılı TCK’nın 35. maddesi uyarınca indirim yapılmak suretiyle eksik cezaya hükmolunması, suç tarihine göre sanığa atılı geceleyin konut dokunulmazlığının ihlali suçunun uzlaşma kapsamında olduğu, CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde yazılı usule göre sanığa ve mağdura uzlaşmayı kabul edip etmedikleri sorulduktan sonra lehe yasa değerlendirmesi sırasında sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 116/1-4 maddesi uyarınca hüküm
Kurulup kurulamayacağının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mağdurun ”maddi ve manevi tazminat talebinin olmadığını belirtmesi ve şikayetten de vazgeçmesi nedeniyle fiilen uzlaşmanın gerçekleşmiş bulunduğundan TCK 116. madde gereğince herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile karar verilmesi, yine 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ve 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca hükmün gerekçe kısmında lehe yasa değerlendirmesi yapılırken, 765 sayılı Yasa ile yapılan uygulamada tekerrüre esas geçmiş hükümlülüğü bulunan sanık hakkında 765 sayılı TCK’nın 81. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi ve aynı Yasanın 62. maddesi ile yapılan uygulama sırasında hesap hatası sonucu sonuç cezanın ”3 yıl” hapis cezası yerine ”3 yıl 9 ay” hapis cezası olarak fazla belirlenmesi, yapılan uygulamanın açıkca sanık lehine olması ve karşı temyiz bulunmaması sebebiyle bu hususların bozma nedeni yapılamayacağı,
Eylemin eleştiri dışında doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın yasal bağlamda uygulandığı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun, kendi altsoyu açısından koşullu salıverme tarihine; kendi altsoyu dışındaki kişiler yönünden ise, cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasında yer alan ”53. maddenin uygulanmasına’’ ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine ‘‘53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına’’ cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.