YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14088
KARAR NO : 2016/5301
KARAR TARİHİ : 06.04.2016
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, kararın nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık hakkında 17/05/2012 tarih,.. Esas sayılı iddianame ile mala zarar verme suçundan kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, bu suçtan hüküm kurulmamış ise de zamanaşımı süresi içerisinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
I.Mağdurun 19/03/2010 günü ikametinin önüne kilitleyerek parkettiği aracının gündüz sayılan vakitte çalındığı, 11/02/2011 günü haber merkezine … isimli kişinin araç çaldığı ve arkadaşlarıyla birlikte motor ve şasi numaralarında değişiklik yaparak satışını sağladığı belirtilerek, … plakalı aracı kullandığı ve şahsın bulunabileceği yerin bildirildiği, kolluk görevlilerinin ihbarı değerlendirerek ihbarda sözedilen yerde plakası verilen aracı 12/02/2011 tarihinde park halinde bulduğu ve bu araca binmeye çalışırken sanık ile birlikte yanında …. isimli kişinin yakalandığı ve buna dair 13/02/2011 tarihli olay, yakalama, muhafaza altına alma tutanağının tutulduğu, …. isimli kişinin üst aramasında birlikte ortak iş yaptıklarını belirttikleri işyerinin anahtarının bulunduğu ve bu işyerinde yapılan aramada, mağdura ait olup motor ve şasi numaraları ve plakaları değiştirilen suça konu araca ait 14/05/2010 tarihli araç satış sözleşmesi ile 30/03/2010 tarihli araç satışına dair vekaletnamenin bulunduğunun iddia edildiği, evvelde serbest bırakılan sanığın buna istinaden 16/05/2012 tarihinde yeniden yakalandığı ve buna dair 16/05/2012 tarihli olay, tespit, yakalama tutanağının tutulduğu, bahsi geçen belgelere göre suça konu aracın galericilik yapan… tarafından … satılmış olduğu, … dosyada mağdur sıfatıyla verdiği 04/04/2011 tarihli kolluk ifadesinde aracı … isimli kişiden aldığını ancak aracın …l adına kayıtlı olduğunu, satışa da …. vekaleten aracı olduğunu beyan ettiği, dosyada adı geçen…. ‘un ifadelerinin bulunmadığı, bahsi geçen belgelerin bulunduğu yer ile ilgili olarak sanığın soruşturma ve kovuşturma ifadelerinin çelişkili olduğu, suça konu
aracın satışı ile ilgili belgelerin bulunduğu iddia edilen işyerinde yapılan aramaya dair tutanağın dosya arasında yer almadığı, sanığın çelişkili savunmasına göre de bahsi geçen 13/02/2011 ve 16/05/2012 tarihli tutanak mümzilerinin tanık sıfatıyla kovuşturmada dinlenmediği, iddianamede …sanığın iş ortağı …. ve 11/02/2011 tarihli ihbarda adı geçen … firari olduğu belirtilerek yalnızca sanık hakkında kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında; adı geçen şahıslarla ilgili bu dosyayı ilgilendiren işlemlerin akıbeti araştırılarak haklarında dava açıldı ise dosyanın onaylı suretinin dosya arasına alınması, 13/02/2011 tarihli arama kararı ile arama tutanağının onaylı suretlerinin getirtilmesi, mağdura ait aracın alım-satımına dair silsile takip edilerek ilgili kişiler ile gerekirse 13/02/2011 ve 16/05/2012 tarihli tutanak mümzilerinin de beyanlarının alınması sağlanıp sonuca göre deliller bir bütün halinde birlikte değerlendirilip tartışılmadan, yetersiz ve somut olayla ilgili olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
II.Kabule göre;
1-Mağdurun evinin önüne kilitleyerek parkettiği aracının çalınması eylemi, 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesinde yazılı suçu oluşturmasına karşın, aynı Kanunun 142/1-e maddesinden hüküm kurulması,
2-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uygulamasında (a,b,d,e) ve c bendindeki kendi altsoyu dışındaki kişiler üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun hükmolunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, (c) bendindeki kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından yoksunluğun ise, koşullu salıverilmesine kadar devam edeceğine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararının, hükümde değerlendirilmesi zorunluluğu,
4-Sanığın soruşturma ve kovuşturma aşamasında kendi atadığı müdafii ile temsil ettirmesine karşın, sanığın müdafii ücreti ödemeye mahkum edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 06/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.