Yargıtay Kararı 22. Ceza Dairesi 2015/11035 E. 2016/4363 K. 23.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/11035
KARAR NO : 2016/4363
KARAR TARİHİ : 23.03.2016

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
EK KARAR TARİHİ : 25.10.2011
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, kararın nitelik, cezanın türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
5271 sayılı CMK.’nın 42. maddesinin 1.fıkrasında, “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir” şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün temyizi aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında Dairemizce ve öncelikle karar verilmesi gerektiğinden, sanığın 29.09.2011 tarihli eski hale getirme ve yeniden temyiz hakkı verilmesi istemi üzerine, yerel mahkemenin 25.10.2011 tarihli ek kararının hukuken geçersiz olduğu; yokluğunda verilen hükmün sanığın sorgusunda belirttiği ve aynı zamanda mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca 28.12.2009 tarihinde tebliğ edildiği, ancak tebligata ilişkin belgede gerekçeli kararın tebliğine ilişkin bir bilginin bulunmadığı, anılan Kanun’un 9. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen “Anlaşılacak şekilde kısaca tebliğin mevzuunu” ihtiva etmediğinin anlaşılması karşısında; eski hale getirme isteminin kabulüyle, öğrenme üzerine temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
1-Sanığın soruşturma evresinde, hem müşteki hem de tanık tarafından zanlılar defterindeki fotoğraflarından teşhis edildiğinin, tanık nun yargılama aşamasında dinlenmediğinin, müştekinin ise yargılama aşamasındaki ifadesinde sanığı fotoğraflardan tespit ettiğini belirttiğinin, sanığın ise savunmasında suçlamayı inkar ettiğinin anlaşılması karşısında; tanık Bülent Toprakoğlu ve müşteki duruşmaya davet edilip dinlendikten, müşteki ve tanık ile sanığın yüz yüze, bu mümkün değilse teşhise olanak sağlayacak şekilde fotoğraflarından teşhis işlemi yaptırılarak ve hırsızlığa konu 358648011895848 imei numaralı cep telefonun olaydan sonra hangi aboneler tarafından kullanıldığı, bu aboneler arasında sanığın bulunup bulunmadığı, kullanan kişilerle sanık arasında bir irtibat kurulup kurulamadığı konularında

araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra, tüm kanıtlar beraber değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2-İddianamede ve Cumhuriyet savcılığı mütalaasında TCK’nın 58. maddesinin uygulanması yönünde talep bulunmadığı, sanığın son celsede hazır bulunmadığı, yakalama emri üzerine alınan savunması sırasında adli sicil kaydının da okunmadığı anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK’nın 226. maddesi gereğince sanığa ek savunma hakkı verilmeden anılan maddenin uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
3-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararı ile anılan maddenin bazı bölümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün, bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 23/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.