Yargıtay Kararı 22. Ceza Dairesi 2015/10935 E. 2016/1663 K. 11.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10935
KARAR NO : 2016/1663
KARAR TARİHİ : 11.02.2016

MAHKEMESİ : 3. Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Hırsızlık

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, cezaların türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1- 5237 sayılı TCK’nun 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suç konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK’nun “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hâkimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir. Ancak, Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nun 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca, hükümde bu takdirin denetimine olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Bu anlamda; yasal metinlerdeki ifadelerin tekrarı, bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütlerin somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe, yeterli bir gerekçe olarak kabul edilemez.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanıkların çaldığı eşyaların toplam değerinin 57,25 TL olduğunun anlaşılması karşısında; hak ve nesafet kuralları ile anılan maddedeki ortantılık ilkesi de gözetilerek ceza verilmesi gerekirken, yasa maddesinde yer alan soyut ibarelerin tekrarı ile yetinilerek, maddedeki genel ölçütler somut olaya özgülenmeden yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde uygulama yapılması,
2 – Sanıkların önceden verdikleri karar doğrultusunda fikir ve eylem birliği içerisinde yaptıkları işbölümü gereği sanık .’ın eyleme doğrudan katıldığı anlaşılmasına rağmen, sanık İ.. K.. hakkında 5237 sayılı TCK’nın 39/1-2. maddesi uyarınca yardım eden sıfatı nedeniyle indirim yapılması,
3 – Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının infazda gözetilmesinde zorunluluk bulunması
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar .. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.