Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2019/999 E. 2019/6478 K. 24.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/999
KARAR NO : 2019/6478
KARAR TARİHİ : 24.10.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik itirazının kabulüne, satıştan elde edilen gelirden borcunun mahsubu sonrasında kalan tutardan haline münasip bir taşınmazı alabileceği tutarın tarafına ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
KARAR
Davacı, usulsüz ihale ile haline münasip evinin satılmasından dolayı haczedilmezlik şikayetinde bulunduğunu belirterek, şikayetinin kabulü,satıştan elde edilen gelirden haline münasip bir taşınmaz alınmasına, kalan gelirin borcuna mahsup edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme, Dairemizin 14/05/2018 tarih, 2016/16717 E. 2018/4788 K., sayılı ilamı ile bozma sonrasında yapılan yargılama neticesinde ;Feragat nedeniyle “davanın reddine” karar verilmiştir.
2013 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesinde “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunur.” hükmü yer almaktadır.
HMK’nın “Ön İnceleme ve Tahkikat” başlıklı 320. maddesine göre mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verebilir ise de daha önce karar verilemeyen hâllerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları sulhe teşvik eder. Tarafların sulh olup olmadıkları, sulh olmadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılır; tutanağın altı hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.
Somut olayda, davacı 09/08/2018 tarihinde davadan feragat ettiğine dair Kuruma dilekçe sunmuş ve 20/11/2018 tarihli celseye katılmış ve feragat dilekçesine bir diyeceğinin olmadığını belirtmiştir.Mahkemece hüküm kurulurken davalı Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken “Davacının 7143 sayılı yasadan yararlanmak için feragati nedeniyle SGK vekiline Avukatlık ücreti verilmesine yer olmadığına ,” dair hüküm oluşturulması hatalı olmuştur, hükmün bu yönü usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 370/2 maddesi gereğince hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın vekalet ücretine ilişkin 4 numaralı paragrafının silinerek hüküm fıkrasından çıkarılmasına;
Hükme 4 numaralı paragraf olarak; ” 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi gereğince, 2180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Kuruma ödenmesine,” kelime ve rakamlarının yazılmasına ve hükmün bu DÜZELTİLMİŞ ŞEKLİ İLE ONANMASINA, 24/10/2019 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.