Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2019/67 E. 2019/6704 K. 07.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/67
KARAR NO : 2019/6704
KARAR TARİHİ : 07.11.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … İş Mahkemesi

KARAR
A)Davacı istemi;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/12/2013 ile 13/12/2013 tarihleri arasındaki 3 günlük çalışmanın gerçek olmadığı gerekçesiyle sigortalılığın iptal edildiğini ve aylık bağlamadığını, Kurum işleminin iptali gerektiğini, ilgili tarihlerde fiilen çalıştığının tespitini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı;
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle ; Kurum işleminin denetmen raporuna dayandığını, işlemin yerinde olduğunu, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı;
Mahkemece; ” tespit istenen dönemde Vergi kayıtları ve Ticaret sicil dosyasına göre … Gıda şirketinin faal olduğu, … SGK İl Müdürlüğü 28/12/2015 tarihli 2015/HZ/005 sayılı araştırma ve inceleme raporu incelendiğinde … (…, …, …,… ve …’ın tutanak tanıkları olduğu, tutanak tanıklarının aynı zamanda 12/2013 dönem bordro tanıkları olduğu ve sigortalılıklarının iptal edilmediği, dönem bordro tanıklarının birbiri ile örtüşen ifadelerinin uyumlu olduğu ve beyanlarda davacının 2013 yılı 12. aya ait 11/12/2013 ile 13/12/2013 tarihleri arasındaki 3 günlük çalışmasının eylemli çalışma olduğunu ifade etmiş olmaları, hatta bordro tanıklarından …’ın davacıya çalışmasında dolayı 100,00 TL ücret verdiklerini ifade etmesi, yurda giriş ve çıkış kaydında davacının bu tarihler arasında Türkiye’de olduğunun sabit olması, dinlenen komşu işyeri tanıklarının davacıyı tanımadıklarının ifade etmelerinin üç gün çalışmanın azlığı dikkate alındığında hayatın olağan akışının içinde kabul edilebileceği, esasen önemli olan aynı işyerinde ve aynı dönemde çalışan bordro tanıklarının çelişkisiz örtüşen ifadelerine değer verilmesi gerektiği, dolayısıyla davacının dava dışı şirkette … Gıda şirketinde 11/12/2013 ile 13/12/2013 tarihleri arasındaki 3 günlük çalışmasının fiili olduğunun anlaşıldığından Kurum’un sahte sigortalılık tespitinin yerinde olmadığı ve iptal edilmesi gerektiği ” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ;
Davalı kurum vekili ; mahkemece toplanan delillere bakıldığında denetim raporunun aksinin kabulüne yeterli delil elde edilemediğini, davacının sürekli olarak yurtdışında ikamet ettiği açıkken aşçı gibi sürekli çalışmanın varlığını gerektiren bir işte çalıştığı yönündeki tanık beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı;
“Dosyadaki yazılara,hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan hükme yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK ‘nın 353/1-b-1. maddesi gereğince…” gerekçesiyle “İlk derece mahkemesinin kararının yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından 6100 sayılı HMK’nun madde 353/1-b.1 hükmü gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,” karar verilmiştir.
E)Temyiz;
Davalı SGK Temyiz Dilekçesinde; kurum denetmenlerince hazırlanan 28.12.2015 günlü ve 2015/HZ/102 sayılı İnceleme Raporu ile tespit olunmuş somut verilerin aksinin yine eş değer deliller ile ispat edilmesi gerektiğini , verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek temyiz etmiştir.
F)Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Öte yandan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 59/2. maddesinde “Kurum’un denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının Türkiye’de sigortalılık başlangıç tarihinin ilk defa Almanya’da çalışmaya başladığı 01/04/1999 tarihi olduğuna ilişkin tespit kararı verildiği ve hükmün kesinleştiği, davacı adına dava dışı … Gıda şirketinden 11/12/2013 ile 13/12/2013 tarihleri arasında Kurum’a hizmet bildirimlerinin yapıldığı, 07/11/2014 tarihinde davacının Kuruma başvurarak tahsis talebinde bulunduğu, talebin Kurum tarafından reddedildiği ve bunun üzerine davacının yurt dışı borçlanması için başvuruda bulunmasıyla yapılan incelemede dava dışı 1022712 işyeri sicil numaralı … Gıda ünvanlı işyerinden 11/12/2013 ile 13/12/2013 tarihleri yapılan bildirimlerinin fiili çalışma olmadığı gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda; Kurum denetmen raporuna esas alınan davacı ile aynı dönemde çalışması bulunan tanıkların, davacının çalışmasına ilişkin doğrular nitelikte beyanda bulunmamaları, bilakis “davacının temizlik işi veya herhangi bir iş yaptığına şahit olmadık” şeklindeki açıklamaları karşısında, Mahkemece dinlenen tanık anlatımlarıyla sonuca gidilmesi hatalıdır.
Bu durumda yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda, 5510 sayılı Yasa’nın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin aksi ispat edilemediğinden davanın reddi gerekirken İlk Derece Mahkemesince hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bu kapsamda, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı KALDIRILMASINA, ilk derece Mahkemesi kararının davalı Kurum yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G) SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.