YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/6333
KARAR NO : 2020/889
KARAR TARİHİ : 17.02.2020
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi
K A R A R
A)Davacı İstemi;
Davacı; davalı …’ ya ait Öz Bora tesisleri isimli lokantada işe başladığını, davalı işveren tarafından 20.06.1988 tarihinde sigortalı işe giriş bildirgesi SGK ya verildiğini beyanla sigorta başlangıç tarihinin 20/06/1988 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olatrak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı …; davaya cevap vermemiştir.
Davalı …; davacı diğer davalı …’ ya ait lokantatada garson olarak çalışırken ayrıca yaptığın inşaatta bana yardımcı olduğu için davacının sigorta girişini oradan yaptırdım. İnşaat süresinde inşaatta çalıştı. Ancak lokantada garson olarak da hizmet verdi şeklindeki beyanı ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
… vekili; davanın reddi gereğini savunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı: ” davacının sigorta başlangıç tarihinin 20/06/1988 tarihi olduğunun tespitine, davalı … aleyhine açılan davanın da pasif dava ehliyeti bulunmadığından reddine” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ;
… vekili; yeterli araştırma yapılmadığını beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince ” İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, dosya kapsamı, Anayasal sosyal güvenlik hakkı kapsamında, yasal süresinde Kuruma intikal etmiş ve sahteliği de ileri sürülmeyen işe giriş bildirgesi, aynı tarihlerde inşaat yaptırdıklarına ilişkin inşaat ruhsatı ve iskan ruhsatı getirtilen iki komşu işyeri tanığı beyanları karşısında, dava konusu işe başlama tarihinde fiili çalışmanın kanıtladığı, böylece mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle kurum vekilinin istinaf başvusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
E) Temyiz:
… vekili; eksik incelemeye dayalı usul ve karar verildiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir” hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 18/07/1988 tarihinde kurum kayıtlarına giren … özel inşaat … yerinde 20/06/1988 tarihinde işe başladığını bildirir 12/07/1988 tarihli işe giriş bildirgesinin bulunduğu, hizmet döküm cetvelinde davacının bordro olmadığı için 20/06/1988 tarihinin sigorta başlangıcı olarak kabul edilmemesi nedeniyle sigorta başlangıç tarihinin 01/03/1994 tarihi olduğu bu nedenle davacının yargılama aşamasında davasını …’ya yönelttiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde babasına ait lokantada çalıştığını iddia ederek davayı açmıştır. Yargılama sırasında yapılan araştırmada davacının abisi …’ ya ait inşaatta çalıştığına dair işe giriş bildirgesi verildiği anlaşılmıştır. Davacı bu kez iddasını değiştirerek abisine ait inşaatta çalıştığını beyan etmiştir. Davacının dava açarken hangi … yerinde çalıştığını bilmemesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Davacının çalıştığını iddia ettiği inşaatta başkaca bir bildirimde bulunulmadığıda değerlendirildiğinde abisi tarafından eylemli çalışmaya dayanmayan bildirimin davacının sigorta başlangının sağlanması için yapıldığı ortadadır. Nitekim dava sırasında dinlenen lokanta çalışanı … duruşmadaki ifadesinde “ben 1988 yılından 1999 yılına kadar öz bora tesislerinde davalının işlettiği lokantada garson olarak çalıştım. Davacı da benim gibi garson olarak çalışıyordu.” şeklinde beyanda bulunarak davacının işe giriş bildirgesinin verildiği inşaata değil lokantada çalıştığını teyit etmiştir. Tüm bu hususlar değerlendirildiğinde davacının sigortalılığının başlangıcının sağlanması için abisi tarafından işe giriş bildirgesi verildiği ve davacının inşaataki çalışmasının fiili çalışmaya dayandığını ispat edemediği hususu gözardı edilerek davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince SGK vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G)SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.