Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2019/6229 E. 2020/3018 K. 02.07.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/6229
KARAR NO : 2020/3018
KARAR TARİHİ : 02.07.2020

MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA

Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacılar ile davalılardan … Beton A.Ş. Vekilleri ile … tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalılar vekillerinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, 07/10/2009 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının eş ve çocuklarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece Dairemiz Bozma İlamı akabinde, davacı eşe 10.000,00 TL maddi ve 40.000,00 TL manevi tazminatın; davacı çocuk …’ya 8.441,73 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın; davacı çocuk …’e 10.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın ve davacı çocuk …’a 9.763,56 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/10/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ayrı ayrı davacılara verilmesine, davacı … çocuk …’in fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin saklı tutulmasına, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’da (ayrıca mülga 1086 sayılı HUMK içeriğinde) “usulü kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrarı sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Usulü müktesep hak, anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usulü kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).Kazanılmış haklar “Hukuk Devleti” kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasa’nın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usulü kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır. Örneğin Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usulü kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.Usulü kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Zira usulü kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Somut olayda; Dairemiz Bozma İlamında açıkça davacıların temyiz talebinin kabulü ile maddi ve manevi tazminat istemi nedeniyle ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin belirtildiği, Bozma İlamına uyulmak suretiyle verilen iş bu karar kapsamında ise Mahkemece hem davacılar hem de davalı lehine vekalet ücretinin maddi ve manevi tazminatlar için ayrı takdir edildiği, lakin davalı …Ş.’nin maktu vekalet ücreti tesis edilen ilk kararı bu yönden temyiz etmediği, bu bağlamda davacılar lehine usulü kazanılmış hak doğduğunun Mahkemece gözetilmediği, davacılar aleyhine olacak şekilde vekalet ücretinde miktaren artış meydana geldiği ve neticeten vekalet ücreti yönünden davacılar lehine oluşan usulü müktesep haklara riayet edilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği anlaşıldığından hüküm bozulmamalı, yürürlükteki HMK 370/2. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hükmün 6, 7, 8, 9, 10 ve 11. fıkraları tamamen silinerek yerlerine;
“6-(usulü müktesep haklara riayet edilmek sureti ile) Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği 2725 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …Ş.’ne verilmesine,
7-Davacıların yapmış olduğu (Uyap’ta ayrıntısı mevcut) 6.014,25 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
8-Davacıların yapmış olduğu (Uyap’ta ayrıntısı mevcut) 2.050,75 TL yargılama gideri ile 17.15 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.067,90 TL sından kabul/ret oranına göre hesap edilen 858,84 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … AŞ.’nin yapmış olduğu (Uyap’ta ayrıntısı mevcut) 130,90 TL yargılama giderinin kabul/ret oranına göre hesap edilen 76,53 TL sının davacılardan alınarak davalı …ne verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Gider Avansından kullanılmayan bakiye kalan kısımların kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,” miktar ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılardan …ile …’a yükletilmesine, 02/07/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.